Kanun Numarası :
5520
Kabul
Tarihi : 13/6/2006
Yayımlandığı
R.Gazete : Tarih : 21/6/2006 Sayı :
26205
Yayımlandığı Düstur : Tertip :
5 Cilt : 45
BİRİNCİ KISIM
Mükellefiyet
BİRİNCİ BÖLÜM
Konu ve
Mükellefler
Verginin
konusu
MADDE
1- (1) Aşağıda sayılan kurumların
kazançları, kurumlar vergisine tâbidir:
a) Sermaye şirketleri.
b) Kooperatifler.
c) İktisadî kamu kuruluşları.
ç) Dernek veya vakıflara ait
iktisadî işletmeler.
d) İş ortaklıkları.
(2) Kurum kazancı, gelir vergisinin
konusuna giren gelir unsurlarından oluşur.
Mükellefler
MADDE
2- (1) Sermaye şirketleri: 29/6/1956
tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan
anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer
nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Bu Kanunun uygulanmasında,
Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tâbi fonlar ile bu fonlara
benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılır.
(2) Kooperatifler: 24/4/1969 tarihli
ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan
kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder.
(3) İktisadî kamu kuruluşları:
Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve
kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve
ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu
kuruluşudur.
(4) Yabancı devletlere, yabancı kamu
idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, bu maddenin birinci ve ikinci
fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler, iktisadî kamu
kuruluşu gibi değerlendirilir.
9882
(5) Dernek veya vakıflara ait
iktisadî işletmeler: Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri
devamlı bulunan ve bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları dışında kalan
ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmeler,
dernek veya vakıfların iktisadî işletmeleridir. Bu Kanunun uygulanmasında
sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır.
(6) İktisadî kamu kuruluşları ile
dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri,
faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel
kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış
sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal
veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi
veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.
(7) İş ortaklıkları: Yukarıdaki
fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da
gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve
kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet
tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel
kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.
Tam
ve dar mükellefiyet
MADDE
3- (1) Tam mükellefiyet: Kanunun 1
inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye'de
bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri
kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
(2) Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci
maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de
bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden
vergilendirilirler.
(3) Dar mükellefiyette kurum
kazancı, aşağıdaki kazanç ve iratlardan oluşur:
a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun Türkiye'de iş yeri olan veya daimî temsilci
bulunduran yabancı kurumlar tarafından bu yerlerde veya bu temsilciler
vasıtasıyla yapılan işlerden elde edilen ticarî kazançlar (Bu şartları
taşısalar bile kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları malları
Türkiye'de satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar,
Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz. Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya
satıcının ya da her ikisinin Türkiye'de olması veya satış sözleşmesinin
Türkiye'de yapılmasıdır.).
b) Türkiye'de bulunan ziraî
işletmeden elde edilen kazançlar.
c) Türkiye'de elde edilen serbest
meslek kazançları.
ç) Taşınır ve taşınmazlar ile
hakların Türkiye'de kiralanmasından elde edilen iratlar.
d) Türkiye'de elde edilen menkul
sermaye iratları.
e) Türkiye'de elde edilen diğer
kazanç ve iratlar.
(4) Bu maddede belirtilen kazanç
veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de
daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
(5) Kanunî merkez: Vergiye tâbi
kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya
sözleşmelerinde gösterilen merkezdir.
(6) İş merkezi: İş bakımından
işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.
9883
İKİNCİ BÖLÜM
Muafiyet ve
İstisnalar
Muafiyetler
MADDE
4- (1) Aşağıda sayılan kurumlar,
kurumlar vergisinden muaftır:
a) Kamu idare ve kuruluşları
tarafından tarım ve hayvancılığı, bilimi, fennî ve güzel sanatları öğretmek,
yaymak, geliştirmek ve teşvik etmek amacıyla işletilen okullar, okul
atölyeleri, konservatuvarlar, kütüphaneler, tiyatrolar, müzeler, sergiler,
numune fidanlıkları, tohum ve hayvan geliştirme ve üretme istasyonları, yarış
yerleri, kitap, gazete, dergi yayınevleri ve benzeri kuruluşlar.
b) Kamu idare ve kuruluşları
tarafından genel insan ve hayvan sağlığını korumak ve tedavi amacıyla işletilen
hastane, klinik, dispanser, sanatoryum, huzurevi, çocuk bakımevi, hayvan
hastanesi ve dispanseri, hayvan bakımevi, veteriner bakteriyoloji, seroloji,
distofajin kuruluşları ve benzeri kuruluşlar. (Ek cümle: 23/7/2010-6009/43 md.) (Bunlardan
sağlık hizmeti sunanların teşhis ve tedaviye yönelik olarak birbirlerine
yapacakları mal ve hizmet satışları ile Sağlık Bakanlığına bağlı
hastane, klinik, dispanser, sanatoryum gibi kurum ve kuruluşların yapacağı
Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların
kiralanması işlemleri bu muafiyeti ortadan
kaldırmaz.) (1)
c) Kamu idare ve kuruluşları
tarafından sosyal amaçlarla işletilen şefkat, rehin ve yardım sandıkları,
sosyal yardım kurumları, yoksul aşevleri, ceza ve infaz kurumları ile
tutukevlerine ait işyurtları, darülaceze atölyeleri, öğrenci yurtları,
pansiyonları ve benzeri kuruluşlar.
ç) Kamu idare ve kuruluşları
tarafından yetkili idarî makamların izniyle açılan yerel, ulusal veya
uluslararası nitelikteki sergiler, fuarlar ve panayırlar.
d) Genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerine ait olup sadece kamu görevlilerine hizmet veren, kâr amacı gütmeyen
ve üçüncü kişilere kiralanmayan kreş ve konukevleri ile askerî kışlalardaki
kantinler.
e) Kanunla kurulan emekli ve yardım
sandıkları ile sosyal güvenlik kurumları.
f) Yaptıkları iş veya hizmet
karşılığında resim ve harç alan kamu kuruluşları.
g)
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Özelleştirme Fonu, Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı ve Şans oyunları lisans veya işletim hakkının
hasılatın belli oranında hesaplanan pay karşılığında verilmesi halinde bu hakkı
devralan kurumlar hariç olmak üzere, 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans
Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında
Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar. (2)
h) Kuruluşlarındaki amaca uygun
işlerle sınırlı olmak şartıyla, Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü ile askerî
fabrika ve atölyeler.
ı) İl özel idareleri, belediyeler ve
köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar
tarafından işletilen;
1) Kanal, boru ve benzeri yollarla
dağıtım yapan su işletmeleri,
2) Belediye sınırları içinde
faaliyette bulunan yolcu taşıma işletmeleri,
3) Kesim, taşıma ve muhafaza
işleriyle sınırlı olmak üzere mezbahalar.
i)
Köyler veya köy birlikleri tarafından köylünün genel ve ortak ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla işletilen hamam, çamaşırhane, değirmen, soğuk hava deposu
ve bağlı oldukları il sınırı içinde faaliyette
bulunmaları şartıyla yolcu taşıma işletmeleri ile köylere veya köy birliklerine
ait tarım işletmeleri.
_____________________
(1) 6/4/2011 tarihli ve 6225 sayılı Kanunun 7 nci
maddesiyle, bu bentte yer alan “mal ve hizmet satışları” ibaresi “mal ve hizmet
satışları ile Sağlık Bakanlığına bağlı hastane, klinik, dispanser, sanatoryum
gibi kurum ve kuruluşların yapacağı Gelir Vergisi Kanununun 70 nci maddesinde
belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri” şeklinde değiştirilmiş ve
metne işlenmiştir.
(2) 18/2/2009 tarihli ve 5838 sayılı Kanunun 32
nci maddesiyle; bu bentte yer alan “Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü.”
ibaresi “Şans oyunları lisans veya işletim hakkının hasılatın belli oranında
hesaplanan pay karşılığında verilmesi halinde bu hakkı devralan kurumlar hariç
olmak üzere, 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan
Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinde tanımlanan
ilgili kurum ve kuruluşlar.” şeklinde değiştirilmiş ve aynı Kanunun 33 üncü
maddesiyle bu ibarenin 1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanacağı
hüküm altına alınmıştır.
9884
j )
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş
spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadî işletmeleri
ile sadece idman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim şirketler.
k) Tüketim ve taşımacılık
kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç
dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay
verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş
görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı
vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı
işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan
kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim
tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini
kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya
Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere
veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer
vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil
edilmiş olan yapı kooperatifleri.
l) (Değişik: 23/7/2010-6009/43 md.) Yabancı
ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan malî ve teknik
işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere
kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları teminat sorumluluk
fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları ortaklarına dağıtmaksızın, kredi
sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar.
m) Münhasıran bilimsel araştırma ve
geliştirme faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlar (Bunların vergi
muafiyetinden yararlanmasına ve muafiyetlerinin kaybedilmesine ilişkin şartlar
Maliye Bakanlığınca belirlenir.).
n) Organize sanayi bölgeleri ile
küçük sanayi sitelerinin alt yapılarını hazırlamak ve buralarda faaliyette
bulunanların; arsa, elektrik, gaz, buhar ve su gibi ortak ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce birlikte oluşturulan ve kazancının
tamamını bu yerlerin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanan iktisadî
işletmeler.
o) (Ek: 3/4/2013-6456/42 md.) 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 7/A maddesine göre
kurulan ve tamamı Hazine Müsteşarlığına ait olan varlık kiralama şirketleri.
ö) (Ek: 15/7/2016-6728/55 md.) Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de
bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye’de
tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal
ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması kaydıyla, Ekonomi Bakanlığından alınan
izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri (Türkiye’de tam veya dar
mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi
altında bulunması muafiyet hükmünün uygulamasına engel teşkil etmez.).
(2) Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûller Maliye Bakanlığınca belirlenir.
İstisnalar
MADDE
5- (1) Aşağıda belirtilen kazançlar,
kurumlar vergisinden müstesnadır:
a) (Değişik:
31/5/2012-6322/34 md.) Kurumların;
1) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından
elde ettikleri kazançlar,
2) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren
kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları,
3) Tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları
ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde
ettikleri kâr payları.
Diğer fon ve
yatırım ortaklıklarının katılma payları ve hisse senetlerinden elde edilen kâr
payları bu istisnadan yararlanamaz.
9885
b) Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve
limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların,
bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak
kazançları;
1) İştirak payını elinde tutan
şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 10'una sahip olması,
2) Kazancın elde edildiği tarih
itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde
tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç
kaynaklarından yapılan sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak
payları için sahip olunan eski iştirak paylarının elde edilme tarihi esas
alınır.),
3) Yurt dışı iştirak kazancının kâr
payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil iştirak
edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 15
oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak
edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman
temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması
durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları
uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar
vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
4) İştirak kazancının, elde edildiği
hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe
kadar Türkiye'ye transfer edilmesi.
Yurt dışındaki inşaat, onarım,
montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına
göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda, özel amaç için
kurulduğunun ana sözleşmelerinde belirtilmesi ve fiilen bu amaç dışında
faaliyetinin bulunmaması şartıyla, söz konusu şirketlere iştirak edilmesinden
elde edilen kazançlar için bu bentte belirtilen şartlar aranmaz.
Bu bent uyarınca vergi yükü, kanunî
veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kâr payı
dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil olmak üzere
toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen
toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi
toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir.
c) Kazancın elde edildiği tarih
itibarıyla aralıksız en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif
toplamının % 75 veya daha fazlası, kanunî veya iş merkezi Türkiye'de bulunmayan
anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en
az % 10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tâbi anonim şirketlerin,
en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin
elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları.
ç) Anonim şirketlerin kuruluşlarında
veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları payların bedelinin itibarî
değeri aşan kısmı.
d) Türkiye'de kurulu;
1) Menkul kıymetler yatırım fonları
veya ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
2) Portföyü Türkiye'de kurulu
borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya
ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançları,
3) Girişim sermayesi yatırım fonları
veya ortaklıklarının kazançları,
4) Gayrimenkul yatırım fonları veya
ortaklıklarının kazançları,
5) Emeklilik yatırım fonlarının
kazançları,
6) Konut finansmanı fonları ile
varlık finansmanı fonlarının kazançları.
9886
e) (Değişik birinci cümle:
28/11/2017-7061/89 md.) Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde
yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri,
intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik
kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan
kazançların %50’lik kısmı. (Ek hüküm:
13/2/2011-6111/90 md.) ((Mülga
parantez içi hüküm: 15/7/2016-6728/56 md.) .
Bu istisna, satışın yapıldığı
dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın
yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon
hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci
takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil
edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk
ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
İstisna edilen kazançtan beş yıl
içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen
veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan
kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen
vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu
Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.
Bedelsiz olarak veya rüçhan hakkı
kullanılmak suretiyle itibarî değeriyle elde edilen hisse senetlerinin elde
edilme tarihi olarak, sahip olunan eski hisse senetlerinin elde edilme tarihi
esas alınır.
(Değişik beşinci paragraf:
15/7/2016-6728/56
md.) Devir veya bölünme suretiyle
devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri
ile rüçhan haklarının satışında aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, devir
olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınır. 21/11/2012 tarihli
ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu
kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla,
kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile
kalkınma ve yatırım bankalarına veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye
Piyasası Kanunu kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama
şirketlerine devredilen taşınmazların kiracı ya da kaynak kuruluş tarafından
üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma sürelerinin hesabında, bu
taşınmazların finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım
bankaları ile varlık kiralama şirketinin aktifinde bulunduğu süreler de dikkate
alınır.
Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti
ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları
değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.
f) Bankalara, finansal kiralama ya
da finansman şirketlerine borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna borçlu durumda olan kurumlar ile bunların
kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak
hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu
borçlara karşılık bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine
veya bu Fona devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan
kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların, finansal kiralama ya da
finansman şirketlerinin bu şekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerden
taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama
işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama
alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her
türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar dâhil)
satışından doğan kazançların %50’lik, diğerlerinin satışından doğan kazançların
%75’lik kısmı. (1)
g) Kurumların yurt dışında bulunan
iş yerleri veya daimî temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri aşağıdaki
şartları taşıyan kurum kazançları;
1) Bu kazançların, doğduğu ülke
vergi kanunları uyarınca en az % 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri
toplam vergi yükü taşıması,
2) Kazançların elde edildiği hesap
dönemine ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken
tarihe kadar Türkiye'ye transfer edilmiş olması,
––––––––––––––––
(1) 28/11/2017 tarihli ve 7061 sayılı Kanunun 89 uncu
maddesiyle, bu bentte yer alan “Bankalara borçları” ibaresi “Bankalara,
finansal kiralama ya da finansman şirketlerine borçları” şeklinde, “bankalara
veya” ibaresi “bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya”
şeklinde değiştirilmiş ve aynı bende “bankaların” ibaresinden sonra gelmek
üzere “, finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin” ibaresi eklenmiş ve
“söz konusu kıymetlerin satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” ibaresi
“söz konusu kıymetlerden taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan
finansal kiralama işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki
finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla
kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu
taşınmazlar dâhil) satışından doğan kazançların %50’lik, diğerlerinin
satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” şeklinde değiştirilmiş olup, 7061
sayılı Kanunun 123 üncü maddesiyle; bu bentte yer alan “Bankalara borçları”,
“bankalara veya” ibarelerine yönelik değişiklik ile “söz konusu kıymetlerin
satışından doğan kazançların %75’lik kısmı” ibaresine yönelik değişikliğin
parantez içi hükmünün, “bankaların” ibaresinden sonra eklenen hükmün 1/1/2018
tarihinde yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
9887
3) Ana faaliyet konusu, finansal
kiralama dahil finansman temini, sigorta hizmetlerinin sunulması veya menkul
kıymet yatırımı olan kurumlarda, bu kazançların doğduğu ülke vergi kanunları
uyarınca en az Türkiye'de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar
vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması.
Bu bent uyarınca toplam vergi yükü,
birinci fıkranın (b) bendindeki tanıma göre tespit edilir.
h) Yurt dışında yapılan inşaat,
onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanarak Türkiye'de genel sonuç
hesaplarına intikal ettirilen kazançlar.
ı) Okul öncesi eğitim, ilköğretim,
özel eğitim ve orta öğretim özel okulları, özel kreş ve gündüz bakımevleri ile
Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara veya kamu yararına çalışan
derneklere bağlı rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden, ilgili
Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığının belirleyeceği usûller
çerçevesinde beş hesap dönemi itibarıyla elde edilen kazançlar (İstisna,
belirtilen okulların, kreş ve gündüz bakımevlerinin ve rehabilitasyon
merkezlerinin faaliyete geçtiği hesap döneminden itibaren başlar.).(1)
i) Kooperatif ortaklarının yönetim
gideri karşılığı olarak ödedikleri paralardan harcanmayarak iade edilen
kısımlar ile aşağıda belirtilen kooperatiflerin ortakları için;
1) Tüketim kooperatiflerinde,
ortakların kişisel ve ailevî gıda ve giyecek ihtiyaçlarını karşılamak için
satın aldıkları malların değerine,
2) Üretim kooperatiflerinde,
ortakların üreterek kooperatife sattıkları veya kooperatiften üretim
faaliyetinde kullanmak üzere satın aldıkları malların değerine,
3) Kredi kooperatiflerinde,
ortakların kullandıkları kredilere,
göre hesapladıkları risturnlar.
Bu risturnların ortaklara dağıtımı,
kâr dağıtımı sayılmaz. Risturnun nakden veya aynı değerde mal ile ödenmesi
istisnanın uygulanmasına engel değildir.
Ortaklardan başka kimselerle yapılan
işlemlerden doğan kazançlar ile ortaklarla ortaklık statüsü dışında yapılan
işlemlerden doğan kazançlar hakkında risturnlara ilişkin istisna hükmü
uygulanmaz. Bunların genel kazançtan ayrılmasında, ortaklarla yapılan iş
hacminin genel iş hacmine olan oranı esas alınır.
(Ek paragraf: 23/7/2010-6009/43 md.) Bu
bent hükümleri, 29/6/2004 tarihli ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri
Kanununa göre kurulan Birliklerin üyeleri ile yaptıkları muameleler hakkında da
uygulanır.
j) (Ek: 15/7/2016-6728/56 md.) (2)
Her türlü taşınır ve taşınmaz malların 6361
sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri
alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım
bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına satışından doğan kazançlar ve bu
kurumlarca söz konusu varlıkların devralındığı kuruma kira süresi sonunda
devrinden doğan kazançlar.
___________________
(1) 20/8/2016 tarihli ve 6745 sayılı
Kanunun 64 üncü maddesi ile bu bentte yer alan “özel okulları” ibaresinden
sonra gelmek üzere “, özel kreş ve gündüz bakımevleri” ibaresi ve aynı bendin
parantez içi hükmüne “okulların” ibaresinden sonra gelmek üzere “, kreş ve
gündüz bakımevlerinin” ibaresi eklenmiştir.
(2) 15/7/2016
tarihli ve 6728 sayılı Kanunun 76 ncı maddesiyle, (j) bendinin 2/8/2013
tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanmak üzere 9/8/2016 tarihinde
yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
9888
İstisnadan
yararlanan satış kazancı, kiracı tarafından pasifte özel bir fon hesabında
tutulur ve özel fon hesabında tutulan bu tutar sadece kiracı tarafından bu
varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların kiralayan kurumlara
devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar
hariç) itfasında kullanılır. İstisna edilen kazançtan herhangi bir şekilde
başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef
kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla
zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Kurumların
tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) hâlinde de bu
hüküm uygulanır.
Söz konusu
varlıkların,
i) Kiracı
tarafından veya
ii)
Kiralayan kurumlar tarafından finansal kiralama yöntemi dâhil olmak üzere (6361
sayılı Kanunda yer alan sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine
getirilememesi hâlleri hariç),
üçüncü kişi
ve kurumlara satılması durumunda, kiralayan kurumlara devrinden önce bu
varlıkların kiracıdaki net bilanço aktif değeri ile bu varlıklar için anılan
kurumların kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı
dikkate alınarak, satışı gerçekleştiren kurum nezdinde vergilendirme yapılır.
Sözleşmeden
kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi nedeniyle sat-kirala-geri al
işleminin tekemmül etmemesi hâlinde, istisna nedeniyle kiracı adına zamanında
tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme
faiziyle birlikte tahsil olunur.
k) (Ek: 15/7/2016-6728/56 md.) Her türlü varlık
ve hakların, kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme
sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile varlık
kiralama şirketlerince bu varlıkların devralındığı kuruma satışından doğan
kazançlar.
İstisnadan
yararlanan satış kazancı, kaynak kuruluş tarafından pasifte özel bir fon
hesabında tutulur ve özel fon hesabında tutulan bu tutar sadece kaynak kuruluş
tarafından varlık kiralama şirketinden devralındığı tarihten itibaren bu
varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların varlık kiralama
şirketine devrinden önce kaynak kuruluştaki net bilanço aktif değerine isabet
eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılır. İstisna edilen kazançtan
herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da
dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna
dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
Kurumların tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) hâlinde
de bu hüküm uygulanır.
Söz konusu
varlıkların, kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması
durumunda, varlık kiralama şirketine devrinden önce bu varlıkların kaynak
kuruluştaki net bilanço aktif değeri ile bu varlıklar için anılan kurumların
kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak
kaynak kuruluş nezdinde vergilendirme yapılır.
9888-1
Söz konusu
varlıkların varlık kiralama şirketleri tarafından üçüncü kişi ve kurumlara
satılması durumunda ise varlık kiralama şirketlerinin bu satış işleminden doğan
kazançları varlık kiralama şirketleri nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulur
ve istisna uygulaması dolayısıyla kaynak kuruluş adına zamanında tahakkuk
ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle
birlikte tahsil olunur.
(2) Bu maddedeki istisnaların
uygulanmasına ilişkin usûlleri tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
(3) İştirak hisseleri alımıyla ilgili
finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna
edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki
faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi
kabul edilmez.
Yabancı
fon kazançlarının vergilendirilmesi
MADDE
5/A-(Ek: 31/5/2012-6322/35 md.)
(1) Bu Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasında belirtilen yabancı fonların, Sermaye Piyasası Kurulunca
verilen portföy yöneticiliği yetki belgesine sahip tam mükellef şirketler
aracılığıyla, organize bir borsada işlem görsün veya görmesin her türlü menkul
kıymet ve sermaye piyasası aracı, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, varant,
döviz, emtiaya dayalı vadeli işlem ve opsiyon sözleşmesi, kredi ve benzeri
finansal varlıklar ve kıymetli maden borsalarında yapılan emtia işlemlerinden
elde ettikleri kazançları nedeniyle, aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi
halinde portföy yöneticiliği yapanlar; söz konusu fonlar için daimi temsilci,
bunların işyerleri de bu fonların işyeri veya iş merkezi sayılmaz. Bu kazançlar
için beyanname verilmez, diğer kazançlar nedeniyle beyanname verilmesi halinde
bu kazançlar beyannameye dahil edilmez.
a) Fon adına tesis edilen işlemlerin portföy yöneticiliği
yapan şirketin mutat faaliyetleri arasında yer alan işlemlerden olması.
b) Portföy yöneticiliği yapan
şirketin ticari, hukuki ve finansal özellikleri
dikkate alındığında, yabancı fon
ile arasındaki ilişkinin, emsale uygun koşullarda
birbirlerinden bağımsız olarak faaliyet gösteren
kişilerdeki gibi olması.
c) Portföy yöneticiliği yapan
şirket tarafından, verilen hizmet
mukabilinde emsallere uygun bedel alınması ve
transfer fiyatlandırması raporunun kurumlar
vergisi beyannamesinin verilme süresi içerisinde
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına
verilmesi.
ç) Portföy yöneticiliği yapan
şirketin ve ilişkili olduğu kişilerin
yabancı fonun kazançları üzerinde,
sağladığı hizmet mukabilinde her
ne ad altında olursa olsun hesaplanan bedeller düşüldükten sonra,
doğrudan veya dolaylı olarak
%20’den fazla hak sahibi olmaması.
(2) Birinci fıkranın (c)
bendinde belirtilen transfer fiyatlandırması
raporunun süresinde verilmemesi durumunda, bu raporun
ilgili olduğu hesap dönemi için
portföy yöneticiliği yapan
şirket, fonun Türkiye’de
daimi temsilcisi sayılır. Transfer fiyatlandırması raporu
verilmiş olmasına rağmen
portföy yöneticiliği yapan
şirket ile fon arasındaki
ilişkide emsaline nazaran daha düşük bedel
alınması durumunda ise sadece
portföy yöneticiliği yapan
şirket adına transfer fiyatlandırmasına yönelik
olarak gerekli tarhiyat yapılır.
9888-2
(3)
Portföy yöneticiliği yapan
şirketin, yukarıda belirtilen şartları sağlamak
kaydıyla yabancı fondaki pay sahipliğinden
doğan kazançları
kurumlar vergisinden müstesnadır. Fon kazancından
portföy yöneticiliği yapan
şirkete düşen kısmın hesabında, bu
şirkete yönetim ücreti,
teşvik, prim, performans ücreti
gibi her ne nam adı altında olursa olsun ödenen ücretler
dikkate alınmaz. Portföy yöneticiliği yapan
şirketin ve ilişkili olduğu kişilerin
yabancı fonun kazançları üzerinden
doğrudan veya dolaylı olarak
%20’den daha fazla hak sahibi olması
halinde, ilgili fon kazançlarından bunlara isabet
eden tutar genel hükümlere göre
vergilendirilir.
(4) Portföy yöneticiliği yapan
şirketin yabancı fondaki pay sahipliğinden
doğan kazançları hariç olmak üzere;
fonun katılımcı ve
kurucuları arasında doğrudan
veya dolaylı olarak tam mükellef
gerçek kişi veya kurumların kazanç payının %5’i geçmesi
durumunda, tam mükellef gerçek kişi veya
kurum kurucu veya katılımcılarının tamamı portföy yöneticiliği yapan
şirket tarafından Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığına bildirilir. Bildirim
yükümlüğünün
yerine getirilmemesi ya da eksik yerine getirilmesi halinde tam mükellef
gerçek kişi veya kurum kurucu
veya katılımcıları adına fon
işlemleri nedeniyle tarh edilecek vergi ve kesilecek
cezalardan portföy yöneticiliği yapan
şirket müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
(5) Türkiye’de
bulunan taşınmazlar, aktif büyüklüğünün %51’inden
fazlası taşınmazlardan oluşan şirketlere
ait hisse senetleri veya ortaklık payları veya
bunlara ilişkin vadeli işlem ve
opsiyon sözleşmeleri, nakdi uzlaşmayla
sonuçlananlar dışında emtiaya dayalı vadeli
işlem ve opsiyon sözleşmeleri,
sigorta sözleşmeleri ve bunlara ilişkin
vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinden
elde edilen kazançlar bu madde kapsamına
girmez.
(6) Bu maddede düzenlenen
kazanç istisnasının, söz
konusu fonların Türkiye kaynaklı
gelirleri üzerinden yapılacak
vergi kesintilerine şümulü yoktur.
(7) Bu maddenin birinci
fıkrasının (ç) bendi
ile üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer
alan oranları sıfıra
kadar indirmeye veya iki katına kadar artırmaya,
beşinci fıkrasında yer
alan oranı yarısına
kadar indirmeye veya %50’sine kadar artırmaya
Bakanlar Kurulu, maddenin uygulanmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir.
Sınai
mülkiyet haklarında istisna
MADDE 5/B-(Ek:
6/2/2014-6518/82 md.)
(1) Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme
ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan
buluşların;
a) Kiralanması neticesinde elde edilen kazanç ve
iratların,
b) Devri veya satışı neticesinde elde edilen
kazançların,
c) Türkiye’de seri üretime tabi tutularak
pazarlanmaları hâlinde elde edilen kazançların,
ç) Türkiye’de gerçekleştirilen üretim sürecinde
kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların
patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının,
% 50’si kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisna,
buluşa yönelik hakların ihlal edilmesi neticesinde elde edilen gelirler ile
buluş nedeniyle alınan sigorta veya diğer tazminatlar için de uygulanır.
9888-3
(2) İstisnanın
uygulanabilmesi için;
a) İstisna uygulamasına konu buluşun, 24/6/1995 tarihli
ve 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
kapsamında patent veya faydalı model belgesi verilerek koruma altına alınan
buluşlar arasında yer alması ve buluşa ilişkin incelemeli sistem ile patent
veya araştırma raporu sonucunda faydalı model belgesi alınması,
b) İstisna uygulamasından yararlanabilecek kişilerin,
551 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinde belirtilen nitelikleri
taşıması ve bu kişilerin patentli veya faydalı model belgeli buluşu geliştirme
yetkisini haiz bulunması şartıyla, patent veya faydalı model belgesinin sahibi
ya da patent veya faydalı model belgesi üzerinde tekel niteliğinde özel bir
ruhsata sahip olması,
c) (Mülga:
15/7/2016-6728/57 md.)
gerekmektedir.
(3) (Değişik:
15/7/2016-6728/57 md.) İstisna
uygulamasına patent veya faydalı model belgesinin verildiği tarihten itibaren
başlanır ve ilgili patent veya faydalı model belgesi için sağlanan koruma
süresi aşılmamak kaydıyla bu istisnadan yararlanılabilir. Buluşun üretim
sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen
kazançların, patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmı,
ayrıştırılmak suretiyle transfer fiyatlandırması esaslarına göre tespit edilir.
(4) Bu madde gelir vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.
(5) İstisna uygulamasının kesinti suretiyle alınan
vergilere şümulü yoktur. Ancak, bu madde kapsamında istisnadan yararlanılan
serbest meslek kazançları ile gayrimenkul sermaye iratları üzerinden yapılacak
vergi kesintisi % 50 oranında indirimli uygulanır. Kazanç ve iradı kesinti
yoluyla vergilenen ve beyanname vermesi gerekmeyen mükellefler için indirimli
vergi kesintisi en fazla 5 yıl süre ile uygulanır.
(6) Bu madde kapsamında istisna uygulamasından
yararlanan mükellefler, 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanunu kapsamında yer alan istisna uygulamasından ayrıca
yararlanamaz.
(7) (Değişik: 15/7/2016-6728/57
md.) Birinci ve beşinci fıkralarda yer
alan %50 oranını ayrı ayrı ya da birlikte sıfıra kadar indirmeye, %100’e kadar
artırmaya, bu oranları sektörler ile birinci fıkrada yer alan gelir, kazanç ve
iratlar itibarıyla ya da patent veya faydalı model belgesine göre
farklılaştırmaya, tekrar kanuni seviyesine indirmeye, beşinci fıkrada yer alan
süreyi bir yıla kadar indirmeye, tekrar kanuni seviyesine kadar çıkarmaya
Bakanlar Kurulu; üçüncü fıkrada yer alan transfer fiyatlandırması suretiyle
ayrıştırma yöntemi yerine satış, hasılat, gider, harcama, maliyet veya benzeri
unsurları dikkate alarak kazancın ayrıştırılmasında basitleştirilmiş yöntemler
tespit etmeye ve bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Maliye Bakanlığı yetkilidir.
9888-4
İKİNCİ KISIM
Tam
Mükellefiyet Esasında
Verginin
Tarhı ve Ödenmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Matrahın
Tayini
Safî
kurum kazancı
MADDE
6- (1) Kurumlar vergisi, mükelleflerin
bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır.
(2) Safî kurum kazancının
tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri
uygulanır. Ziraî faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetinden doğan
kazançlarının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun 59 uncu maddesinin son fıkra hükmü de
dikkate alınır.
Kontrol
edilen yabancı kurum kazancı
MADDE
7- (1) Tam mükellef gerçek kişi ve
kurumların doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin,
kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50'sine sahip olmak suretiyle
kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kurum kazançları, dağıtılsın veya
dağıtılmasın aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde, Türkiye'de
kurumlar vergisine tâbidir:
a) İştirakin toplam gayrisafî
hasılatının % 25 veya fazlasının
faaliyet ile orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle
yürütülen ticarî, ziraî veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı,
kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli
gelirlerden oluşması.
b) Yurt dışındaki iştirakin ticarî
bilânço kârı üzerinden % 10'dan az oranda gelir ve kurumlar vergisi benzeri
toplam vergi yükü taşıması.
c) Yurt dışında kurulu iştirakin
ilgili yıldaki toplam gayrisafî hasılatının 100.000 YTL karşılığı yabancı
parayı geçmesi.
(2) Birinci fıkrada yer alan toplam
vergi yükü, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki tanıma
göre tespit edilir.
(3) Kontrol oranı olarak, ilgili
hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte sahip olunan en yüksek oran dikkate
alınır.
(4) Birinci fıkradaki şartların
gerçekleşmesi durumunda yurt dışında kurulu iştirakin elde etmiş olduğu kâr,
yurt dışı iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren hesap dönemi
itibarıyla tam mükellef kurumların, kurumlar vergisi matrahına hisseleri
oranında dahil edilir.
(5) Bu maddeye göre Türkiye'de
vergilenmiş kazancın yurt dışındaki kurum tarafından sonradan dağıtılması
durumunda, elde edilen kâr paylarının vergilenmemiş kısmı kurumlar vergisine
tâbi tutulur.
İndirilecek
giderler
MADDE
8- (1) Ticarî kazanç gibi hesaplanan
kurum kazancının tespitinde, mükellefler aşağıdaki giderleri de ayrıca
hasılattan indirebilirler:
a) Menkul kıymet ihraç giderleri.
b) Kuruluş ve örgütlenme giderleri.
c) Genel kurul toplantıları için
yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri.
ç) Sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı.
d)
Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.
9889
e) Sigorta ve reasürans şirketlerinde bilânço gününde hükmü devam eden
sigorta sözleşmelerine ait olup, aşağıda belirtilen teknik karşılıklar;
1) Muallak hasar ve tazminat karşılıkları; tahakkuk etmiş ve hesaben tespit
edilmiş hasar ve tazminat bedelleri veya bu hesap yapılmamışsa hasar ve
tazminatın ve bunlarla ilgili tüm masrafların tahmini değerleri ile
gerçekleşmiş, ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat bedelleri ve bunlara ilişkin
masraflardan, reasürör payı düşüldükten sonra kalan tutar ile saklama payına
isabet eden muallak hasar karşılığı yeterlilik farklarından oluşur.
2) Kazanılmamış prim karşılıkları; yürürlükte bulunan sigorta sözleşmeleri için
tahakkuk etmiş primlerden, komisyonlar düşüldükten sonra kalan tutarın gün
esasına göre bilânço gününden sonraya sarkan kısmından, aynı esasa göre
hesaplanan reasürör payının düşülmesinden sonra kalan tutardır. Ancak bu tutar,
nakliyat emtia sigortalarında, yıllık primin komisyon düşüldükten sonraki
tutarından şirketlerin kendi saklama paylarında kalanının %
25'ini geçemez. Kazanılmamış prim karşılığının gün esasına göre hesaplanması
mümkün olmayan reasürans ve retrosesyon işlemlerinde 1/8 yöntemi uygulanabilir.
3) Hayat sigortalarında matematik karşılıklar, her sözleşme üzerinden ayrı ayrı
hesaplanır. Karşılıkların, gelirleri vergiden istisna edilmiş olan menkul
kıymetlere yatırılan kısmına ait faiz ve kâr payları, giderler arasında
gösterilemez.
4) (Değişik: 4/6/2008-5766/20 md.) Dengeleme karşılığı; takip eden hesap
dönemlerinde meydana gelebilecek tazminat oranlarındaki dalgalanmaları
dengelemek ve katastrofik riskleri karşılamak üzere sadece deprem ve
mühendislik sigorta branşlarında verilen deprem teminatı için hesaplanan
dengeleme karşılıklarından oluşur.
5) Bir bilânço döneminde ayrılan sigorta teknik karşılıkları, ertesi bilânço
döneminde aynen kâra eklenir.
Zarar mahsubu
MADDE 9- (1) Kurumlar vergisi
matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin
tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla aşağıda belirtilen zararlar indirim
konusu yapılır:
a) Beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer
alan zararlar.
Kanunun 20
nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların devir tarihi
itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile 20 nci maddenin ikinci
fıkrası kapsamında gerçekleştirilen tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki
öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı
zararların indirilmesinde aşağıdaki şartlar ayrıca aranır:
1) Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde
verilmiş olması.
2) Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap
döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi.
Bu şartların ihlâli halinde, zarar mahsupları nedeniyle zamanında tahakkuk
ettirilmeyen vergiler için vergi ziyaı doğmuş sayılır.
9890
b) Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili olanlar
hariç olmak üzere, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla yurt dışı
faaliyetlerden doğan zararlar;
1) Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi
matrahlarının zarar dahil, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi
verilen kuruluşlarca rapora bağlanması,
2) Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi
dairesine ibrazı,
halinde indirim konusu yapılır.
Denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının,
bilânço ve gelir tablosunun, o ülkedeki yetkili malî makamlarca onaylanması
zorunludur. Faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her
yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer
örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk
menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak,
aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazı
yeterlidir.
Türkiye'de indirim konusu yapılan yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup
edilmesi veya gider yazılması halinde, Türkiye'deki beyannameye dahil edilecek
yurt dışı kazanç, mahsup veya gider yazılmadan önceki tutardır.
(2) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûlleri belirlemeye Maliye Bakanlığı
yetkilidir.
Diğer indirimler
MADDE 10- (1) Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar
vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından
sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır:
a) (Mülga:
15/7/2016-6728/58 md.)
b) 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile
17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü
edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı,
profesyonel spor dalları için % 50’si.
c) Genel ve özel bütçeli kamu
idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca
vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile
bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara
makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum
kazancının % 5’ine kadar olan kısmı.
9891
ç) (c) bendinde sayılan kamu kurum
ve kuruluşlarına bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada
öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu
ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi
ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler
ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin
ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik
kamplarının inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası
için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin
faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış
ve yardımların tamamı.(1) (2)
d) Genel ve özel bütçeli kamu
idareleri, il özel idareleri, belediyeler ve köyler, Bakanlar Kurulunca vergi
muafiyeti tanınan vakıflar ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel
araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından
yapılan veya Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen ya da desteklenmesi uygun
görülen;
1) Kültür ve sanat faaliyetlerine
ilişkin ticarî olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların
gerçekleştirilmesine,
2) Ülkemizin uygarlık birikiminin
kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarîsi ve somut olmayan kültürel mirası
ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD
ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de
dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması,
bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt
dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,
3) Yazma ve nadir eserlerin
korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm
Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,
4) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür
varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon
projeleri yapılması ve nakil işlerine,
5) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı
çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,
6) Yurt dışındaki taşınmaz Türk
kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının
Türkiye’ye getirilmesi çalışmalarına,
7) Kültür envanterinin oluşturulması
çalışmalarına,
8) Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş
ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm
Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,
9) Somut olmayan kültürel miras,
güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim
ve faaliyetler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri,
atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatının
tedariki ile film yapımına,
10) Kütüphane, müze, sanat galerisi
ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültür ve
sanat faaliyetlerinin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya
modernizasyon çalışmalarına,
ilişkin harcamalar ile makbuz
karşılığı yapılan bağış ve yardımların % 100’ü. Bakanlar Kurulu, bölgeler ve
faaliyet türleri itibarıyla bu oranı, yarısına kadar indirmeye veya kanunî
seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.
______________________
(1) 31/5/2012
tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 36 ncı maddesiyle bu bentte yer alan
“rehabilitasyon merkezi” ibaresi “rehabilitasyon merkezi ile mülki idare
amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve
Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin”
şeklinde değiştirilmiştir.
(2) 20/2/2014 tarihli ve 6525 sayılı Kanunun 29 uncu maddesiyle bu
bentte yer alan “Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi
verilen tesislerin” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Gençlik ve Spor
Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının” ibaresi
eklenmiştir.
9892
e) (Değişik: 10/9/2014-6552/92 md.) Başbakanlıkça veya Bakanlar
Kurulunca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve
nakdî bağışların tamamı.
f) (Ek: 16/6/2009-5904/5 md.) İktisadi
işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine
makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış veya yardımların tamamı.(1)
g)
(Ek:
31/5/2012-6322/36 md.) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim
sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu aşmayan
kısmı.
ğ) (Ek: 31/5/2012-6322/36 md.) (1) Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi
yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında
yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe
kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi,
sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların
görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın
izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve
Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu
faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’si. (1)
Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt
dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.
Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları ve kazanç tutarları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye
veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu, bu bendin uygulanmasına ve
denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü
almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir. (1)
h) (Ek: 6/2/2014-6518/83
md.) 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanuna göre
kurulan korumalı işyerlerinde istihdam edilen ve iş gücü piyasasına
kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engelli çalışanlar için diğer
kişi ve kurumlarca karşılanan tutar dâhil yapılan ücret ödemelerinin yıllık
brüt tutarının % 100’ü oranında korumalı işyeri indirimi (İndirim, her bir
engelli çalışan için azami beş yıl süre ile uygulanır ve yıllık olarak
indirilecek tutar, her bir engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt
tutarının % 150’sini aşamaz.). Bu bentte yer alan oranı, engellilik
derecelerine göre % 150’ye kadar artırmaya veya tekrar kanuni oranına indirmeye
Bakanlar Kurulu; bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının
görüşünü alarak Maliye Bakanlığı yetkilidir.
ı) (Ek:
27/3/2015-6637/8 md.) (2) Finans, bankacılık ve sigortacılık
sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç
olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline
tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi
sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin
nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan
TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı”
dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın
%50’si.
Bu indirimden, sermaye artırımına ilişkin kararın veya
ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döneminden
itibaren başlamak üzere izleyen her bir dönem için ayrı ayrı yararlanılır.
Sonraki dönemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde azaltılan sermaye tutarı
indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.
––––––––––––––––
(1)
15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı Kanunun 58 inci maddesi ile bu maddenin
birinci paragrafında yer alan “çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti” ibaresi
“çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri
analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca
belirlenen mesleki eğitim” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin üçüncü
paragrafına “hizmet alanları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve kazanç
tutarları” ibaresi eklenmiştir.
(2) Bu bendin
uygulanması ile ilgili 30/6/2015 tarihli ve 29402 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 26/6/2015 tarihli ve 2015/7910 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki
Karara bakınız.
9892-1
Bu bent hükümlerine göre hesaplanacak indirim tutarı,
nakdi sermayenin ödendiği ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döneminin
kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matrahın yetersiz olması nedeniyle ilgili
dönemde indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki hesap dönemlerine
devreder. Bu bendin uygulanmasında sermaye şirketlerine nakit dışındaki varlık
devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak üzere, sermaye şirketlerinin birleşme,
devir ve bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya bilançoda yer alan öz
sermaye kalemlerinin sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ya da ortaklar veya bu
Kanunun 12 nci maddesi kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce kredi
kullanılmak veya borç alınmak suretiyle gerçekleştirilen sermaye artırımları,
indirim hesaplamasında dikkate alınmaz.
Bu
bentte yer alan oranı, şirketlerin aktif büyüklükleri, ortaklarının hukuki
niteliği, çalışan personel sayıları ve yıllık net satış hasılatlarına göre veya
sermayenin kullanıldığı yatırımdan elde edilen gelirlerin kurumun esas faaliyeti
kapsamında olmayan faiz, kâr payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet satış
geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşmasına göre ya da sermayenin
kullanıldığı yatırımların teşvik belgeli olup olmadığına veyahut makine ve
teçhizat veya arsa ve arazi yatırımları için sermayenin kullanıldığı alanlar
itibarıyla ya da bölgeler, sektörler ve iş kolları itibarıyla ayrı ayrı sıfıra
kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya; halka açık sermaye şirketleri için
halka açıklık oranına göre %150’ye kadar farklı uygulatmaya Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
(2) Bağış ve yardımların nakden
yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu oluşturan mal veya
hakkın maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, bu değer mevcut değilse Vergi Usul
Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değeri esas
alınır.
(3) Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûlleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Kabul
edilmeyen indirimler
MADDE
11- (1) Kurum kazancının tespitinde
aşağıdaki indirimlerin yapılması kabul edilmez:
a) Öz sermaye üzerinden ödenen veya
hesaplanan faizler.
b) Örtülü sermaye üzerinden ödenen
veya hesaplanan faiz, kur farkları ve benzeri giderler.
c) Transfer fiyatlandırması yoluyla
örtülü olarak dağıtılan kazançlar.
ç) Her ne şekilde ve ne isimle
olursa olsun ayrılan yedek akçeler (Türk Ticaret Kanununa, kurumların kuruluş
kanunlarına, tüzüklerine, ana statülerine veya sözleşmelerine göre safî
kazançlardan ayırdıkları tüm yedek akçeler ile Bankacılık Kanununa göre
bankaların ayırdıkları genel karşılıklar dahil).
d) Bu Kanuna göre hesaplanan
kurumlar vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları, 21/7/1953 tarihli
ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre
ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler ile Vergi Usul Kanunu hükümlerine
göre ödenen gecikme faizleri.
e) Kanunlarla veya kanunların
verdiği yetkiye dayanılarak tespit edilen hadler saklı kalmak kaydıyla, menkul
kıymetlerin itibarî değerlerinin altında ihracından doğan zararlar ile bu
menkul kıymetlere ilişkin olarak ödenen komisyonlar ve benzeri her türlü
giderler.
________________
(1) 31/5/2012
tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 36 ncı maddesiyle bu bentte yer alan “Türkiye
Kızılay Derneğine” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine”
ibaresi eklenmiştir.
9892-2
f) Kiralama yoluyla edinilen veya
işletmede kayıtlı olan; yat, kotra, tekne, sürat teknesi gibi motorlu deniz
taşıtları ile uçak, helikopter gibi hava taşıtlarından işletmenin esas faaliyet
konusu ile ilgili olmayanların giderleri ve amortismanları.
g) Sözleşmelerde ceza şartı olarak
konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının,
yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddî ve manevî zarar
tazminat giderleri.
h) Basın yoluyla işlenen fiillerden
veya radyo ve televizyon yayınlarından doğacak maddî ve manevî zararlardan
dolayı ödenen tazminat giderleri.
ı) Her türlü alkol ve alkollü
içkiler ile tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderlerinin % 50’si.
Bakanlar Kurulu bu oranı % 100’e kadar artırmaya veya sıfıra kadar indirmeye
yetkilidir.
i) (Ek: 31/5/2012-6322/37 md.) Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar,
finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan
yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak
üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı
kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri
adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’unu aşmamak
üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan kısmı. Belirlenecek oranı sektörler
itibarıyla farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu, bendin uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir. (1)
Örtülü
sermaye
MADDE
12- (1) Kurumların, ortaklarından veya
ortaklarla ilişkili olan kişilerden doğrudan veya dolaylı olarak temin ederek
işletmede kullandıkları borçların, hesap dönemi içinde herhangi bir tarihte
kurumun öz sermayesinin üç katını aşan kısmı, ilgili hesap dönemi için örtülü
sermaye sayılır.
________________
(1) 31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 43
üncü maddesiyle bu bendin 1/1/2013 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına
alınmıştır.
9893
(2)
Yukarıda belirtilen karşılaştırma sırasında, sadece ilişkili şirketlere
finansman temin eden kredi şirketlerinden yapılan borçlanmalar hariç olmak
üzere, ana faaliyet konusuna uygun olarak faaliyette bulunan ve ortak veya
ortakla ilişkili kişi sayılan banka veya benzeri kredi kurumlarından yapılan
borçlanmalar % 50 oranında dikkate alınır.
(3) Bu maddenin uygulanmasında;
a) Ortakla ilişkili kişi, ortağın
doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında ortağı olduğu veya en az bu
oranda oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu ya da doğrudan veya
dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya
kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az % 10’unu elinde bulunduran bir gerçek
kişi veya kurumu,
b) Öz sermaye, kurumun Vergi Usul
Kanunu uyarınca tespit edilmiş hesap dönemi başındaki öz sermayesini,
ifade eder.
(4) Kurumların İstanbul Menkul
Kıymetler Borsasında işlem gören hisselerinin edinilmesi durumunda, söz konusu
hisse nedeniyle ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılanlardan temin edilen
borçlanmalarda en az % 10 ortaklık payı aranır.
(5) Yukarıda belirtilen oranlar,
borç veren ortaklar ve ortakların ilişkide bulunduğu kişiler için topluca
dikkate alınır.
(6) Aşağıda sayılan borçlanmalar
örtülü sermaye sayılmaz:
a) Kurumların ortaklarının veya
ortaklarla ilişkili kişilerin sağladığı gayrinakdî teminatlar karşılığında
üçüncü kişilerden yapılan borçlanmalar.
b) Kurumların iştiraklerinin,
ortaklarının veya ortaklarla ilişkili kişilerin, banka ve finans kurumlarından
ya da sermaye piyasalarından temin ederek aynı şartlarla kısmen veya tamamen
kullandırdığı borçlanmalar.
c) 5411 sayılı Bankacılık Kanununa
göre faaliyette bulunan bankalar tarafından yapılan borçlanmalar.
Ç) 3226 sayılı Finansal Kiralama
Kanunu kapsamında faaliyet gösteren finansal kiralama şirketleri, 90 sayılı
Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında faaliyet
gösteren finansman ve faktoring şirketleri ile ipotek finansman kuruluşlarının
bu faaliyetleriyle ilgili olarak ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılan bankalardan
yaptıkları borçlanmalar.
(7) Örtülü sermaye üzerinden kur
farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, Gelir ve
Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulanmasında, gerek borç alan gerekse borç
veren nezdinde, örtülü sermaye şartlarının gerçekleştiği hesap döneminin son
günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze
aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, tam
mükellef kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur
farklarını da kapsayacak şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre
düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü sermaye kullanan
kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır.
9894
Transfer
fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı
MADDE
13- (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle
emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat
üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya
kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım,
satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç
para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren
işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak
değerlendirilir.
(2) İlişkili kişi; kurumların
kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya
kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı
olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya
kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve
altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili
kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi
sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir
vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz
önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya
bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış
sayılır. (Ek
cümleler: 15/7/2016-6728/59 md.) İlişkinin
doğrudan veya dolaylı olarak ortaklık kanalıyla oluştuğu durumların örtülü
kazanç dağıtımı kapsamında sayılması için en az %10 oranında ortaklık, oy veya
kâr payı hakkının olması şartı aranır. Ortaklık ilişkisi olmadan doğrudan veya
dolaylı olarak en az %10 oranında oy veya kâr payı hakkının olduğu durumlarda
da taraflar ilişkili kişi sayılır. İlişkili kişiler açısından bu oranlar
topluca dikkate alınır.
(3) Emsallere uygunluk ilkesi,
ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat
veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak
fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi
doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait
kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur.
(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle
yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden
işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:
a) Karşılaştırılabilir fiyat
yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının,
karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında
herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin
birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile
karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder.
b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere
uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı
kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder.
c) Yeniden satış fiyatı yöntemi:
Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi
bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması
halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek
hesaplanmasını ifade eder.
9894-1
ç) (Değişik: 15/7/2016-6728/59 md.) İşlemsel kâr yöntemleri: Emsallere uygun fiyat veya
bedelin tespitinde, ilişkili kişiler arasındaki işlemden doğan kârı esas alan
yöntemleri ifade eder. Bu yöntemler, işleme dayalı net kâr marjı yöntemi ve kâr
bölüşüm yöntemidir. İşleme dayalı net kâr marjı yöntemi, mükellefin kontrol
altındaki bir işlemden; maliyetler, satışlar veya varlıklar gibi ilgili ve
uygun bir temele dayanarak tespit ettiği net kâr marjının incelenmesi esasına
dayanır. Kâr bölüşüm yöntemi, ilişkili kişilerin bir veya daha fazla sayıdaki
kontrol altındaki işlemlere ilişkin toplam faaliyet kârı ya da zararının, üstlendikleri
işlevler ve yüklendikleri riskler nispetinde ilişkili kişiler arasında
emsallere uygun olarak bölüştürülmesi esasına dayanır.
d) (Ek: 15/7/2016-6728/59 md.) Emsallere
uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa
mükellef, işlemin niteliğine uygun olarak kendi belirleyeceği bir yöntemi de
kullanabilir.
(5) İlişkili kişilerle yapılan mal
veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine
ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak
belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada
tespit edilen süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır. (Ek cümleler:
15/7/2016-6728/59 md.) Mükellef ve
Bakanlık, belirlenen yöntemin zamanaşımına uğramamış geçmiş vergilendirme
dönemlerine de tatbik edilmesini, Vergi Usul Kanununun pişmanlık ve ıslah
hükümlerinin uygulanmasının mümkün olması ile anlaşma koşullarının bu
dönemlerde de geçerli olması hâlinde, anlaşma kapsamına almak suretiyle
sağlayabilir. Bu durumda, imzalanan anlaşma söz konusu hükümlerde yer alan
haber verme dilekçesi yerine geçer, beyan ve ödeme işlemleri buna göre tekemmül
ettirilir. Anlaşmanın geçmiş vergilendirme dönemlerine uygulanması sebebiyle
daha önceden ödenen vergiler ret ve iade edilmez.
(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması
yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının
uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü
itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan
tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan
mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin
yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş
ve ödenmiş olması şarttır.
(7) (Ek:
4/6/2008-5766/21 md.) Tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların
Türkiye’deki işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında ilişkili kişi
kapsamında gerçekleştirdikleri yurt içindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü
olarak dağıtıldığının kabulü Hazine zararının doğması şartına bağlıdır. Hazine
zararından kasıt, emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat
ve bedeller nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk ettirilmesi
gereken her türlü vergi toplamının eksik veya geç tahakkuk ettirilmesidir. (1)
_________________
(1) 4/6/2008
tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle (7) numaralı fıkra eklenmiş ve mevcut yedinci fıkra (8)
olarak teselsül ettirilmiştir.
9894-2
(8) Transfer fiyatlandırmasına
ilişkin belgelendirme yükümlülüklerinin tam ve zamanında yerine getirilmiş
olması kaydıyla, örtülü olarak dağıtılan kazanç nedeniyle zamanında tahakkuk
ettirilmemiş veya eksik tahakkuk ettirilmiş vergiler için vergi ziyaı cezası
(Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde yazılı fiillerle vergi ziyaına
sebebiyet verilmesi hali hariç) %50 indirimli olarak uygulanır.(1)
(9) (Değişik: 15/7/2016-6728/59 md.) Bakanlar Kurulu; ikinci fıkrada yer alan
oranları, gerçek kişiler, kurumlar, doğrudan veya dolaylı ortaklar itibarıyla
ya da ortaklık payının edinim şekline göre topluca veya ayrı ayrı %1’e kadar
indirmeye, %25’e kadar çıkarmaya, oran şartını kaldırmaya; beşinci fıkrada yer
alan süreyi beş yıla kadar artırmaya, belgelendirme yükümlülükleri ve bu
yükümlülükler kapsamına, uluslararası anlaşmalar doğrultusunda, yurt dışında
yer alan ilişkili kişilerin faaliyetlerine ilişkin bilgilerin dâhil edilmesi
zorunluluğu getirmeye; bu bilgilerin uluslararası anlaşmalar çerçevesinde diğer
ülkelerle karşılıklı olarak paylaşılmasına ilişkin usullerle transfer
fiyatlandırması ile ilgili diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
_________________
(1) 4/6/2008
tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 21 inci maddesiyle (7) numaralı fıkra eklenmiş ve mevcut yedinci fıkra (8)
olarak teselsül ettirilmiştir.Daha sonra 15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı
Kanunun 59 uncu maddesi ile yedinci fıkrasından sonra gelmek üzere (8) numaralı fıkra eklenmiş ve mevcut sekizinci
fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.
9895
İKİNCİ BÖLÜM
Beyan
Beyan
esası
MADDE
14- (1) Kurumlar vergisi, mükellefin
veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili bulunduğu
hesap döneminin sonuçlarını içerir.
(2) Her mükellef vergiye tâbi
kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan
iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden
her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar
tarafından ayrı beyanname verilir.
(3) Kurumlar vergisi beyannamesi,
hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden
yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine
verilir.
(4) Mükelleflerin şubeleri,
ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı
diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri
olsa dahi ayrı beyanname verilmez.
(5) Kooperatiflerin gelirlerinin
vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması
halinde, bu gelirler için beyanname verilmez.
(6) Mükellefin bağlı olduğu vergi
dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerin vergi dairesidir.
(7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin
bağlı oldukları vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine bakmaksızın
belirlemeye yetkilidir.
(8) Beyannamelerin şekil, içerik ve
ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile
yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek
zorundadır.
Vergi
kesintisi (1)
MADDE
15- (1) Kamu idare ve kuruluşları,
iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları,
dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler,
yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve
serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı
esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere
nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin
kurumlar vergisine mahsuben % 15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:
___________________
(1) Bu maddede
yer alan vergi kesinti oranlarıyla ilgili olarak 3/2/2009 tarihli ve 27130
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 12/1/2009 tarihli ve 2009/14594 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararının Eki Karar ile 29/12/2010 tarihli ve 27800 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan 20/12/2010 tarihli ve 2010/1182 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı Eki Karara bakınız.
9896
a) Gelir Vergisi Kanununda
belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım
işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hak ediş
ödemeleri.
b) Kooperatiflere ait taşınmazların
kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemeleri.
c) Her nevi tahvil (ipotek
finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen
ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil) ve
Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, 28/3/2002 tarihli ve 4749
sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna göre
kurulan varlık kiralama şirketleri, Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından
ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler (Döviz cinsinden
yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası
sırasında oluşan değer artışları kesintiye tâbi tutulmaz.). (1)(2)
ç) Mevduat faizleri.
d) Katılım bankaları tarafından
katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.
e) Kâr ve zarar ortaklığı belgesi
karşılığı ödenen kâr payları.
f) Birinci fıkranın (e) bendinde yer
alan menkul kıymetlerin geri alım veya satım taahhüdü ile elde edilmesi veya
elden çıkarılmasından sağlanan gelirler.
g) (Ek: 31/5/2012-6322/38 md.) Başbayiler hariç olmak üzere 5602 sayılı
Kanunda tanımlanan şans oyunlarına ilişkin bilet, kupon ve benzerlerini
satanlara, düzenlenen her türlü bahis ve şans oyunlarının oynatılmasına
aracılık edenlere, diğer kişilerce çıkartılan bu nitelikteki biletleri
satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden. (3)
ğ) (Ek: 20/8/2016-6745/65
md.) Vergi Usul Kanununun 11 inci
maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden.
(2) Vergiden muaf olan kurumlara
dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) Gelir Vergisi
Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı
bentlerindeki kâr payları üzerinden, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca vergi
kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere % 15 oranında vergi
kesintisi yapılır.
––––––––––––
(1) 13/2/2011
tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 91 inci maddesiyle, bu bentte yer alan “ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetlerden” ibaresi “Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve
varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından”
şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2) 31/5/2012
tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle bu bentte yer alan “Toplu
Konut İdaresi” ibaresinden sonra gelmek üzere “, 28/3/2002 tarihli ve 4749
sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna göre
kurulan varlık kiralama şirketleri,” ibaresi eklenmiştir.
(3) 31/5/2012
tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 43 üncü maddesiyle bu bendin 1/1/2013 tarihinde
yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
9896-1
(3) Emeklilik yatırım fonlarının
kazançları hariç olmak üzere, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d)
bendinde yazılı kazançlardan, dağıtılsın veya dağıtılmasın, kurum bünyesinde %
15 oranında vergi kesintisi yapılır.
(4) Bakanlar Kurulu, bu maddede
belirtilen vergi kesintisi oranlarını, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı
sıfıra kadar indirmeye, kurumlar vergisi oranına kadar yükseltmeye ve aynı
sınırlar dahilinde üçüncü fıkrada belirtilen kazançlar için fon veya ortaklık
türlerine göre ya da portföylerindeki varlıkların nitelik ve dağılımına göre
farklılaştırmaya yetkilidir.
(5) Bu madde gereğince vergi
kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı
yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine, vergilendirme dönemini izleyen
ayın yirminci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye
mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununda belirlenen usûl ve esaslar, bu maddeye
göre verilecek muhtasar beyannameler hakkında da uygulanır. Şu kadar ki, bu
maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan kesinti, kurumlar vergisi
beyannamesinin verildiği döneme ait muhtasar beyanname ile beyan edilir.
(6) Bu maddede geçen hesaben ödeme
deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı
borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.
(7) Yapılacak vergi kesintisinde
kazanç ve iratlar gayrisafî tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi
gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi,
ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden
hesaplanır.
(8) Bu maddede belirtilen
ödemelerden yapılan vergi kesintisi, kesinti yapanların kayıt ve hesaplarında
ayrıca gösterilir.
9897
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Verginin
Tarhı
Vergilendirme dönemi ve tarhiyat
MADDE 16- (1) Kurumlar vergisinde
vergilendirme dönemi, hesap dönemidir. Kendilerine özel hesap dönemi tayin
edilenlerin vergilendirme dönemi ise özel hesap dönemleridir.
(2) Kesinti suretiyle ödenen vergilerde, istihkak sahiplerince ayrıca yıllık
beyanname verilmeyen hallerde, vergi kesintisinin ilgili bulunduğu dönemler
vergilendirme dönemi sayılır.
(3) Kurumlar vergisi, beyannamenin verildiği vergi dairesince tarh olunur.
(4) Kurumlar vergisi, bu Kanuna göre mükellef olanların tüzel kişiliği adına;
iktisadî kamu kuruluşları ile derneklere ve vakıflara ait iktisadî
işletmelerden tüzel kişiliği haiz olmayanlar için bağlı oldukları kamu tüzel
kişileri ya da dernek veya vakıf adına; fonlarda fonun kurucusu adına; iş
ortaklıklarında ise verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere
yönetici ortak veya ortaklardan herhangi birisi adına tarh olunur.
(5) Kurumlar vergisi, bağlı olunan vergi dairesine beyannamenin verildiği
günde, beyanname posta ile gönderilmişse, vergiyi tarh edecek daireye geldiği
tarihi izleyen üç gün içinde tarh edilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tasfiye,
Birleşme, Devir, Bölünme ve
Hisse
Değişimi
Tasfiye
MADDE 17- (1) Tasfiye dönemi: Her ne
sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde
hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur.
a) Tasfiye, kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği
tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona erer.
Başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden
sonraki her takvim yılı ve tasfiyenin sona erdiği dönem için ilgili takvim yılı
başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye dönemi
sayılır.
b) Tasfiyenin başladığı takvim yılı içinde sona ermesi halinde tasfiye dönemi,
kurumun tasfiyeye girdiği tarihten başlar ve tasfiyenin bittiği tarihe kadar
devam eder.
c) Tasfiyenin zararla kapanması halinde tasfiye sonucu, önceki tasfiye
dönemlerine doğru düzeltilir ve anılan dönemlerde fazla ödenen vergi mükellefe
iade edilir.
ç) Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde tarh zamanaşımı, tasfiyenin sona erdiği
dönemi izleyen yıldan itibaren başlar.
d) Tasfiyeden vazgeçilmesi halinde, kurum hakkında tasfiye hükümleri
uygulanmaz. Böyle bir durumda, tasfiyeden vazgeçme kararı, bu kararın alındığı
dönemin başından itibaren geçerli olur. Tasfiyeden vazgeçme kararının alındığı
tarihe kadar verilen tasfiye dönemi beyannameleri, normal faaliyet
beyannamelerinin yerine geçer. Tasfiyesinden vazgeçilen kurumun geçici vergiyle
ilgili yükümlülükleri, tasfiyeden vazgeçilmesine ilişkin kararın alındığı tarihi
kapsayan geçici vergilendirme dönemi başından itibaren başlar.
9898
(2) Tasfiye beyannameleri: Tasfiye beyannameleri, tasfiye memurları tarafından
tasfiye dönemlerinin sonundan itibaren Kanunun 14 üncü maddesinde yazılı
sürelerde; tasfiyenin sona erdiği döneme ilişkin tasfiye beyannamesi ise
tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde kurumun bağlı olduğu
vergi dairesine verilir.
(3) Bu madde gereğince verilecek olan beyannamelere, bilânço ve gelir tablosu
ile tasfiye bilânçosuna göre ortaklara dağıtılan paralar ve diğer değerlerin
ayrıntılı bir listesi eklenir.
(4) Tasfiye kârı: Tasfiye halindeki kurumların vergi matrahı tasfiye kârıdır.
Tasfiye kârı, tasfiye döneminin sonundaki servet değeri ile tasfiye döneminin
başındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.
a) Tasfiye kârı hesaplanırken;
1) Ortaklara veya kurum sahiplerine tasfiye esnasında avans olarak veya diğer
şekillerde yapılan her türlü ödemeler tasfiyenin sonundaki servet değerine,
2) Mevcut sermayeye ilave olarak ortaklar veya sahipleri tarafından yapılan
ödemeler ile tasfiye esnasında elde edilen ve vergiden istisna edilmiş olan
kazanç ve iratlar tasfiye döneminin başındaki servet değerine,
eklenir.
b) Hisselerine mahsuben ortaklara dağıtılan, satılan, devredilen veya kurum
sahibine iade olunan iktisadî kıymetlerin değerleri, Kanunun 13 üncü maddesine
göre ve dağıtımın, satışın, devrin veya iadenin yapıldığı gün itibarıyla belirlenir.
c) Bu maddeye göre tasfiye kârının hesaplanması sırasında, Kanunun 8, 9, 10 ve
11 inci madde hükümleri de ayrıca dikkate alınır.
(5) Servet değeri: Tasfiye döneminin başındaki ve sonundaki servet değeri,
kurumun tasfiye dönemi başındaki ve sonundaki bilânçosunda görülen öz
sermayesidir. Bir yıldan fazla süren tasfiyelerde izleyen tasfiye dönemlerinin
başındaki servet değeri, bir önceki dönemin son bilânçosunda görülen servet
değeridir.
(6) Aşağıda belirtilenler dışında kalan her çeşit karşılıklar ile dağıtılmamış
kazançlar bu sermayeye dahildir:
a) Vergi kanunlarına göre ayrılmış olan her türlü amortismanlar ve karşılıklar
ile sigorta şirketlerinin teknik karşılıkları.
b) Hissedar veya sahip olmayan kimselere dağıtılacak olan kazanç kısmı.
(7) Tasfiye memurlarının sorumluluğu: Tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş
vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer
itirazlı tarhiyatlar için, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 207 nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206 ncı
maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara
paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından
şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.
9899
a)
Yukarıda belirtilen vergiler ile sekizinci fıkra uyarınca tasfiye işlemlerinin
incelenmesi sonucu tarh edilecek vergilerin asılları ve zamları, tasfiye
sırasında dağıtım, devir, iade veya satış gibi yollarla kendisine bir iktisadî
kıymet aktarılan ya da tasfiye kalanı üzerinden kendisine paylaştırma yapılan
ortaklardan da aranabilir. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için
ayrıca tasfiye memurlarına başvurulmaz.
b) Tasfiye memurları, bu madde gereğince ödedikleri vergilerin asıllarından
dolayı, yukarıda belirtilen yollarla kendisine bir iktisadî kıymet aktarılan
veya tasfiye kalanından pay alan ortaklara ya da ortakların aldıkları bu
değerler vergileri karşılamaya yetmezse İcra ve İflas Kanununun 207 nci
maddesine uygun oranlar dahilinde aynı Kanunun 206 ncı maddesinin dördüncü
sırasında yazılı alacaklarını tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu
edebilirler.
(8) Tasfiye işlemlerinin incelenmesi: Tasfiye beyannamesinin verilmesiyle
birlikte tasfiye memurları, işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesini
bir dilekçe ile isterler. Dilekçenin verilmesinden itibaren en geç üç ay içinde
vergi incelemelerine başlanarak aralıksız devam edilir. Vergi incelemesinin
bitmesini izleyen otuz gün içinde vergi dairesi sonucu tasfiye memurlarına yazı
ile bildirir. Buna göre kurumdan aranan vergilerin sonucu alınıncaya kadar
tasfiye memurlarının, yedinci fıkrada yazılı sorumluluğu devam eder.
(9) (Ek:
16/6/2009-5904/6 md.) Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden
silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin
olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilen
sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden,
tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılır.
Limited şirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerle ilgili bu kapsamda doğacak
amme alacaklarından şirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumlu
olurlar. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu,
tasfiye sonucu dağıtılan tutarla sınırlıdır.
(10) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin hukukî statülerini, faaliyet gösterdikleri
alanları ve tasfiyeye giriş tarihindeki aktif büyüklüklerini dikkate almak
suretiyle tasfiye işlemlerine yönelik inceleme yaptırmamaya yetkilidir. (1)
Birleşme
MADDE 18- (1) Bir veya birkaç kurumun
diğer bir kurumla birleşmesi, birleşme nedeniyle infisah eden kurumlar
bakımından tasfiye hükmündedir. Ancak, birleşmede tasfiye kârı yerine birleşme
kârı vergiye matrah olur.
(2) Tasfiye kârının tespiti hakkındaki hükümler, birleşme kârının tespitinde de
geçerlidir. Şu kadar ki, münfesih kurumun veya kurumların ortaklarına ya da
sahiplerine birleşilen kurum tarafından doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
verilen değerler, kurumun tasfiyesi halinde ortaklara dağıtılan değerler yerine
geçer. Birleşilen kurumdan alınan değerler Vergi Usul Kanununda yazılı esaslara
göre değerlenir.
(3) Kanunun 17 nci maddesine göre tasfiye memurlarına düşen sorumluluk ve
ödevler, birleşme halinde birleşilen kuruma ait olur.
Devir, bölünme ve hisse değişimi
MADDE 19- (1) Bu Kanunun uygulanmasında
aşağıdaki şartlar dahilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:
a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşilen kurumun kanunî veya iş
merkezlerinin Türkiye’de bulunması.
b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilânço değerlerinin, birleşilen kurum
tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilânçosuna geçirilmesi.
–––––––––––––
(1) 16/6/2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanunun 6 ncı
maddesiyle; sekizinci fıkrasından sonra gelmek üzere bu fıkra eklenmiş ve mevcut
dokuzuncu fıkra onuncu fıkra olarak teselsül ettirilmiştir.
9900
(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dahilinde tür değiştirmeleri de devir
hükmündedir.
(3) Aşağıdaki işlemler bölünme veya hisse değişimi hükmündedir:
a) Tam bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah
etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı
değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef
sermaye şirketine devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin
ortaklarına devralan sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak
hisseleri verilmesi, bu Kanunun uygulanmasında tam bölünme hükmündedir.
Devredilen şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibarî
değerinin % 10'una kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi, işlemin bölünme
sayılmasına engel değildir.
b) Kısmî bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi
niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye'deki iş yeri veya daimî temsilcisinin
bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan
iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir
veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni
kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun
uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet
işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı
için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmî
bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri,
devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da
verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde,
devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde,
devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri
zorunludur.
c) Hisse değişimi: Tam mükellef bir sermaye şirketinin, diğer bir sermaye
şirketinin hisselerini, bu şirketin yönetimini ve hisse çoğunluğunu elde edecek
şekilde devralması ve karşılığında bu şirketin hisselerini devreden ortaklarına
kendi şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisselerini vermesi, bu
Kanunun uygulanmasında hisse değişimi hükmündedir. Hisseleri devralınan
şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibari değerinin %10'una
kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi, işlemin hisse değişimi sayılmasına
engel değildir.
(4) Bu maddeye göre yapılacak bölünmelerde aktifi ve pasifi düzenleyici
hesaplar, ilgili olduğu aktif veya pasif hesapla birlikte devrolunur.
(5) Maliye Bakanlığı devir, bölünme ve hisse değişimi işlemleri ile ilgili
usûlleri belirlemeye yetkilidir.
Devir, bölünme ve hisse değişimi hallerinde vergilendirme
MADDE 20- (1) Devirlerde, aşağıdaki
şartlara uyulduğu takdirde, münfesih kurumun sadece devir tarihine kadar elde
ettiği kazançlar vergilendirilir; birleşmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve
vergilendirilmez:
a) Şirket yetkili kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicilinde tescil
edildiği tarih, devir tarihidir. Münfesih kurum ile birleşilen kurum;
1) Devir tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları
münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile,
9901
2)
Devir işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi beyannamesinin
verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması halinde, münfesih
kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları ve müştereken
imzalayacakları münfesih kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesini,
birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde münfesih kurumun bağlı bulunduğu vergi dairesine verirler.
b) Birleşilen kurum, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını
ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini münfesih kurumun birleşme
sebebiyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesinin ekinde vereceği bir
taahhütname ile taahhüt eder. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta
birleşilen kurumdan ayrıca teminat isteyebilir.
(2) Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendine göre
gerçekleştirilen bölünmelerde, aşağıdaki şartlara uyulduğu takdirde bölünme
suretiyle münfesih kurumun sadece bölünme tarihine kadar elde ettiği kazançlar
vergilendirilir; bölünmeden doğan kârlar ise hesaplanmaz ve vergilendirilmez:
a) Şirket yetkili kurulunun bölünmeye ilişkin kararının Ticaret Sicilinde
tescil edildiği tarih, bölünme tarihidir. Bölünen kurum ile bu kurumun
varlıklarını devralan kurumlar,
1) Bölünme tarihi itibarıyla hazırlayacakları ve müştereken imzalayacakları
bölünen kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesi ile,
2) Bölünme işleminin hesap döneminin kapandığı aydan kurumlar vergisi
beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar geçen süre içerisinde yapılması
halinde, bölünen kurumun önceki hesap dönemine ilişkin olarak hazırlayacakları
ve müştereken imzalayacakları bölünen kuruma ait kurumlar vergisi
beyannamesini,
bölünmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde bölünen kurumun bağlı olduğu vergi dairesine verirler.
b) Bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar, bölünen kurumun bölünme
tarihine kadar tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarından müteselsilen sorumlu
olacaklarını ve diğer ödevlerini yerine getireceklerini, bölünen kurumun
bölünme nedeniyle verilecek olan kurumlar vergisi beyannamesine ekleyecekleri
bir taahhütname ile taahhüt ederler. Mahallin en büyük mal memuru, bu hususta
bölünen kurum ile bu kurumun varlıklarını devralan kurumlardan teminat
isteyebilir.
(3) Bu Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde
belirtilen işlemlerden doğan kârlar hesaplanmaz ve vergilendirilmez. 19 uncu
maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendine göre gerçekleştirilen kısmî bölünme
işlemlerinde, bölünen kurumun bölünme tarihine kadar tahakkuk etmiş ve edecek
vergi borçlarından bölünen kurumun varlıklarını devralan kurumlar,
devraldıkları varlıkların emsal bedeli ile sınırlı olarak müteselsilen sorumlu
olurlar.
9902
BEŞİNCİ BÖLÜM
Verginin
Ödenmesi
Ödeme süresi
MADDE 21- (1) Kurumlar vergisi,
beyannamenin verildiği ayın sonuna kadar ödenir.
(2) Tasfiye ve birleşme halinde, tasfiye edilen veya birleşen kurumlar adına
tasfiye veya birleşme kârı üzerinden tarh olunan vergiler, tasfiye veya
birleşme nedeniyle infisah eden kuruma ait kurumlar vergisi beyannamesinin
verilme süresi içinde ödenir. Tasfiye edilen veya birleşen kurumların bu Kanuna
göre tahakkuk etmiş olup, henüz vadeleri gelmemiş bulunan vergileri de aynı
süre içinde ödenir.
(3) Kanunun 20 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre
gerçekleştirilen devir ve bölünmelerde münfesih kurum adına tahakkuk eden
vergilerden;
a) Bu fıkraların (a) bentlerinin (1) numaralı alt bentlerine göre münfesih veya
bölünen kurum adına tahakkuk edenler, devralan veya birleşilen kurumun devir
veya bölünmenin gerçekleştiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi
beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar,
b) Diğer hallerde ise beyanname verme süresi içerisinde,
devralan veya birleşilen kurumlarca
ödenir.
(4) Muhtasar beyanname ile bildirilen vergiler, beyannamenin verildiği ayın
yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Dar
Mükellefiyet Esasında
Verginin
Tarhı ve Ödenmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Matrahın
Tayini
Safî kurum kazancı
MADDE 22- (1) Dar mükellef kurumların
iş yeri veya daimî temsilci vasıtasıyla elde edilen kazançlarının tespitinde,
aksi belirtilmediği takdirde tam mükellef kurumlar için geçerli olan hükümler
uygulanır.
(2) Dar mükellefiyete tâbi kurumların ticarî veya ziraî kazançlar dışında kalan
kazanç ve iratları hakkında, Gelir Vergisi Kanununun bu kazanç ve iratların
tespitine ilişkin hükümleri uygulanır. Ancak, bu kazanç ve iratların Türkiye'de
yapılmakta olan ticarî veya ziraî faaliyet kapsamında elde edilmesi halinde,
kurum kazancı bu maddenin birinci fıkrasına göre tespit edilir.
(3) Dar mükellefiyette kurum kazancının tespitinde, ayrıca aşağıdaki
indirimlerin yapılması kabul edilmez:
a) Bu kurumlar hesabına yaptıkları alım-satımlar için ana merkeze veya Türkiye
dışındaki şubelere verilen faizler, komisyonlar ve benzerleri.
9903
b) Türkiye'deki kurumun kazancının elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olan ve
emsallere uygunluk ilkesi uyarınca belirlenecek dağıtım anahtarlarına göre
ayrılan paylar ile Türkiye'deki kurumun denetimi için yabancı ülkelerden
gönderilen yetkili kişilerin seyahat giderleri hariç olmak üzere, ana merkezin
veya Türkiye dışındaki şubelerin genel yönetim giderlerine veya zararlarına
katılmak üzere ayrılan paylar.
(4) Dar mükellef kurumların işletmede kullandıkları borçlanmalar için Kanunun
12 nci maddesinde yer alan hükümlerin uygulanmasında, ortakla ilişkili kişinin
tespiti açısından sermaye veya oy hakkı şartı aranmaz.
(5) Kanunun tasfiyeye ilişkin hükümleri ile 19 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasının (b) bendi aynı şartlarla dar mükellef kurumlar hakkında da
uygulanır. Şu kadar ki, devralan kurum tarafından devralınan değerlere karşılık
olarak verilen iştirak hisseleri, Türkiye'deki iş yeri veya daimî temsilcinin
aktifine kaydedilir.
Yabancı ulaştırma kurumlarında kurum kazancının tespiti
MADDE 23- (1) Yabancı ulaştırma
kurumlarının vergiye matrah olacak kurum kazancı, hasılata ortalama emsal
oranlarının uygulanması suretiyle hesaplanır.
(2) Ortalama emsal oranları, Türkiye'de daimî veya arızî olarak çalışan bütün
kurumlar için;
a) Kara taşımacılığında % 12,
b) Deniz taşımacılığında % 15,
c) Hava taşımacılığında % 5,
olarak uygulanır.
(3) Ticarî ve arızî ticarî kazançları dar mükellefiyet kapsamında
vergilendirilen yabancı ulaştırma kurumlarının, Türkiye'de elde edilmiş sayılan
hasılatı aşağıdaki unsurlardan oluşur:
a) Türkiye sınırları içinde gerçekleşen kara taşımacılığında, bilet bedeli ile
birlikte alınan gider karşılıkları dahil olmak üzere yolcu, yük ve bagaj taşıma
ücreti olarak her ne adla olursa olsun aldıkları tutarlar.
b) Türkiye'deki yükleme limanlarından yabancı ülkelerdeki varış limanlarına
veya diğer bir kurumun gemisine aktarma yapılacak yabancı limana kadar
gerçekleşen deniz ve hava taşımacılığında, bilet bedeli ile birlikte alınan
gider karşılıkları dahil olmak üzere yolcu, yük ve bagaj taşıma ücreti olarak
her ne adla olursa olsun aldıkları tutarlar.
c) Türkiye dışındaki taşımacılık faaliyeti için diğer kurumlar hesabına
Türkiye'de sattıkları yolcu ve bagaj biletleri ile Türkiye'de yaptıkları navlun
sözleşmeleri dolayısıyla kendilerine verilen komisyonlar ve ücretler.
9904
İKİNCİ BÖLÜM
Beyan
Beyan esası
MADDE 24- (1) Kurumlar vergisi,
mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili
bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir.
(2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir.
(3) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları,
imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız
muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez.
Vergilendirme dönemi ve beyan
MADDE 25- (1) Yıllık beyan esasında
vergilendirilen kurumların vergilendirme dönemi, hesap dönemidir. Ancak,
kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerin vergilendirme dönemi, özel
hesap dönemleridir.
(2) Kesinti suretiyle ödenen vergilerde, istihkak sahiplerince ayrıca yıllık
veya özel beyanname verilmeyen hallerde, vergi kesintisinin ilgili bulunduğu
dönemler, vergilendirme dönemi sayılır.
(3) Kanunun 26 ncı maddesi gereğince verilen beyannameler ile bildirilen
kazançların vergilendirilmesinde, vergilendirme dönemi yerine kazancın elde
edilme tarihi esas alınır.
(4) Yıllık kurumlar vergisi beyannamesi, kurumun Türkiye'deki iş yerinin veya
daimî temsilcisinin bulunduğu yerin; Türkiye'de iş yeri veya daimî temsilcisi
olmadığı takdirde yabancı kuruma kazanç sağlayanların bağlı olduğu yerin vergi
dairesine verilir.
(5) Beyanname, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci
gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar, tarhiyatın muhatabının Türkiye'yi
terk etmesi halinde ise ülkeyi terk etmesinden önceki onbeş gün içinde verilir.
(6) Beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı
bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Özel Beyan
Özel beyan zamanı tayin olunan gelirler
MADDE 26- (1) Dar mükellefiyete tâbi
olan yabancı kurumların vergiye tâbi kazancının Gelir Vergisi Kanununda yazılı
diğer kazanç ve iratlardan (telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı,
marka ve benzeri gayrimaddî hakların satışı, devir ve temliki karşılığında
alınan bedeller hariç) ibaret bulunması halinde, yabancı kurum veya Türkiye'de
adına hareket eden kimse, bu kazançları elde edilme tarihinden itibaren onbeş
gün içinde Kanunun 27 nci maddesinde belirtilen vergi dairesine beyanname ile
bildirmek zorundadır.
(2) Diğer kazanç ve iratlara ilişkin olarak Türkiye'ye bizzat getirilen
nakdî veya aynî sermaye karşılığında elde edilen menkul kıymetler ile iştirak
hisselerinin elden çıkarılması sırasında oluşan kur farkı kazancına dair
hükümler hariç olmak üzere, Gelir Vergisi Kanununda yer alan vergilendirmeme
hususundaki istisna, kayıt, şart ve sürelere ait sınırlamalar dikkate alınmaz.
9905
Beyannamenin verilme yeri
MADDE 27- (1) Özel beyan zamanı tayin
olunan gelirlerle ilgili kurumlar vergisi beyannamesi;
a) Taşınmazların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarda
taşınmazın bulunduğu,
b) Taşınırların ve hakların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve
iratlarda mal ve hakların Türkiye'de elden çıkarıldığı,
c) Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyetinin durdurulması veya terk
edilmesi karşılığında elde edilen diğer kazanç ve iratlarda işletmenin
bulunduğu,
ç) Arızî olarak ticarî işlemlerin yapılmasından veya bu nitelikteki işlemlere
aracılıktan elde edilen kazançlar ile arızî olarak yapılan serbest meslek
faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançlarda faaliyetin yapıldığı,
d) Arızî olarak Türkiye ile yabancı ülkeler arasında yapılan taşımacılık
faaliyetlerinden elde edilen kazançlarda yolcu veya yükün taşıta alındığı,
e) Zarar yazılan değersiz alacaklarla karşılık ayrılan şüpheli alacakların
tahsili dahil olmak üzere terk edilen işlerle ilgili olarak sonradan elde
edilen diğer kazanç ve iratlar ile ticarî, ziraî veya meslekî bir faaliyete hiç
girişilmemesi veya ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi
karşılığında elde edilen diğer kazanç ve iratlarda ödemenin Türkiye'de
yapıldığı,
f) Diğer hallerde Maliye Bakanlığınca belirlenen,
yerin vergi dairesine verilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Verginin
Tarhı ve Ödenmesi
Tarhiyatın muhatabı, tarh zamanı ve tarh yeri
MADDE 28- (1) Dar mükellefiyete tâbi
yabancı kurumların vergisi, bunlar hesabına Türkiye'deki müdür veya
temsilcileri; müdür veya temsilcileri mevcut değil ise kazanç ve iratları
yabancı kuruma sağlayanlar adına tarh olunur.
(2) Kurumlar vergisi, beyannamenin vergi dairesine verildiği günde, beyanname
posta ile gönderilmişse vergiyi tarh edecek daireye geldiği tarihi izleyen üç
gün içinde beyannamenin verildiği veya gönderildiği vergi dairesince tarh
olunur.
Ödeme süresi
MADDE 29- (1) Dar mükellefiyette
kurumlar vergisi;
a) Yıllık beyanname ile bildirilenlerde beyannamenin verildiği ayın sonuna
kadar,
b) Muhtasar beyanname ile bildirilenlerde beyannamenin verildiği ayın
yirmialtıncı günü akşamına kadar,
c) Özel beyannameyle bildirilenler ile tarhiyatın muhatabının Türkiye'yi terk
etmesi veya tasfiye ve birleşme hallerinde verilecek beyannamelerde ise
beyanname verme süresi içinde,
ödenir.
9906
BEŞİNCİ BÖLÜM
Vergi
Kesintisi ve Muhtasar Beyanname
Dar
mükellefiyette vergi kesintisi (1)
MADDE 30- (1) Dar mükellefiyete tâbi
kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları
avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk
ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:
a) Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına
yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili
olarak yapılan ak ediş ödemeleri.
b) Serbest meslek kazançları.
c) Gayrimenkul sermaye iratları.
d) (Ek: 20/8/2016-6745/65
md.) Vergi Usul Kanununun 11 inci
maddesinin yedinci fıkrası kapsamındaki ödemelerden.
Ç) Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2), (3)
ve (4) numaralı bentlerinde sayılanlar hariç olmak üzere menkul sermaye
iratları.
(2) Ticarî veya ziraî kazanca dahil olup olmadığına bakılmaksızın telif,
imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayrimaddî hakların
satışı, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk
ettirilen bedeller üzerinden bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen
kişilerce % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.
(3) Tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye’de bir iş yeri veya daimî
temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef
kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Kârın
sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75 inci
maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr
payları üzerinden bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca vergi
kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere % 15 oranında kurumlar
vergisi kesintisi yapılır.
(4) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının € bendinde belirtilen kurumlar
vergisinden istisna edilen kazançlar ile (c) bendinde belirtilen şirketlerin
(b) bendindeki şartları taşıyan iştirak kazançlarından anonim veya limited
şirket niteliğindeki dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr paylarından yapılacak
kesinti oranı, bu maddenin üçüncü fıkrası uyarınca uygulanan oranın yarısını
aşamaz.
(5) Türkiye’de iş yeri ve daimî temsilcisi bulunmayan mükelleflerin, yetkili
makamların izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları ticarî
faaliyetlerden elde ettikleri kazançlar üzerinden, kurum bünyesinde % 15
oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.
(6) Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve
istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi
düşüldükten sonra kalan kısımdan ana merkeze aktardıkları tutar üzerinden,
kurum bünyesinde % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.
––––––––––––––––––––––––––
(1) Bu maddede yer alan vergi kesinti oranlarıyla
ilgili olarak 3/2/2009 tarihli ve 27130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
12/1/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Karar ile
29/12/2010 tarihli ve 27800 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/12/2010
tarihli ve 2010/1182 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Karara bakınız.
9907
(7) Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi
sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir
vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz
önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde
yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu
nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan
veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin
konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına
bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır.
a) Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri
için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla deniz ve hava ulaştırma
araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin tamamlanabilmesi
bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi ödemeler
üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da
sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî
seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
b) Yurtdışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara
ilişkin ana para, faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri
üzerinden bu fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.
c) Bu fıkraya göre vergi kesintisine tâbi tutulan ödemeler, Gelir ve
Kurumlar Vergisi kanunlarına göre ayrıca vergi kesintisine tâbi tutulmaz.
(8) Bakanlar Kurulu yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi
oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı
belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen
oranın bir katına kadar artırmaya yetkilidir.
(9) Ticari ve zirai kazançlar hariç olmak üzere bu maddeye göre vergisi kesinti
yoluyla alınan kazanç ve iratlar için Kanunun 24 veya 26 ncı maddelerine göre
beyanname verilmesi veya bu madde kapsamına girmeyen kazanç ve iratlar için
verilecek beyannamelere söz konusu kazanç ve iratların dahil edilmesi
ihtiyaridir. Şu kadar ki, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (5), (7) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye
iratları ile fonların katılma belgelerinden ve yatırım ortaklıklarının hisse
senetlerinden elde edilen kâr paylarının verilecek beyannamelere dahil edilmesi
zorunludur. (1)
(10) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları
ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve
işlemleri ifade eder.
(11) Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları
üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından
üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın
yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.
(12) Bu Kanuna göre vergi kesintisi yapanlar, yaptıkları vergi kesintisini
kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterirler.
–––––––––––––
(1) 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanunun 22 nci
maddesiyle; bu fıkrada yer alan "Bu maddeye göre" ibaresi
"Ticari ve zirai kazançlar hariç olmak üzere bu maddeye göre"
şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
9908
Muhtasar
beyanname
MADDE
31- Kanunun 30 uncu maddesi gereğince
vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun
yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine muhtasar beyanname ile
bildirmek zorundadırlar. Muhtasar beyanname konusunda Gelir Vergisi Kanununda
belirlenen usûl ve esaslar, bu maddeye göre verilecek muhtasar beyannameler
hakkında da uygulanır.
DÖRDÜNCÜ
KISIM
Ortak Hükümler
ve Geçici Maddeler
Kurumlar
vergisi ve geçici vergi oranı
MADDE
32- (1) Kurumlar vergisi, kurum
kazancı üzerinden % 20 oranında alınır.
(2) Kurumlar vergisi
mükelleflerince, (dar mükellefiyete tâbi kurumlarda ticarî ve ziraî kazançlarla
sınırlı olarak) câri vergilendirme döneminin kurumlar vergisine mahsup edilmek
üzere Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre ve câri dönemin kurumlar
vergisi oranında geçici vergi ödenir. Tam mükellef kurumlar için geçerli olan
esaslar, dar mükellef kurumlara da aynen uygulanır.
(3) Bakanlar Kurulu, ikinci fıkrada
yazılı geçici vergi oranını 5 puana kadar indirmeye veya tekrar kanunî
seviyesine kadar getirmeye yetkilidir.
(4) Kanunun 23 üncü maddesine göre
vergilendirilen yabancı ulaştırma kurumlarında vergi oranını karşılıklı olmak
şartıyla, ülkeler itibarıyla kara, deniz ve hava ulaştırma kurumları için ayrı
ayrı veya topluca sıfıra kadar indirmeye veya bu maddede yazılı oranın bir
katını geçmemek üzere yeni bir oran tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
(5) (Ek: 18/1/2017-6770/29 md.) 19 uncu maddenin birinci fıkrası
kapsamında birleşen sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle
iştigal eden küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin, birleşme tarihinde sona
eren hesap döneminde münhasıran üretim faaliyetinden elde ettiği kazançları ile
bu kapsamda birleşilen kurumun birleşme işleminin gerçekleştiği hesap dönemi
dahil olmak üzere üç hesap döneminde münhasıran üretim faaliyetinden elde
ettiği kazançlarına uygulanmak üzere kurumlar vergisi oranını %75’e kadar
indirimli uygulatmaya, bu indirim oranını, sektörler, iş kolları, üretim
alanları, bölgeler, hesap dönemleri itibarıyla ya da orta ve yüksek teknolojili
ürün üreten veya imalatçı ihracatçı kurumlar için ayrı ayrı veya birlikte
farklılaştırmaya Bakanlar Kurulu; bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
İndirimli
kurumlar vergisi
MADDE
32/A- (Ek: 18/2/2009-5838/9 md.)
(1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet
gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283
sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan
yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç
olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan
elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan
hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli
oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.(1)
(2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı,
indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi
yoluyla yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam
yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade
eder. (Ek cümle: 20/8/2016-6745/66 md.) Yatırımın tamamlanması
şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı
hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap
dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için
belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır. Bakanlar
Kurulu;
_______________
(1) 31/5/2012 tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 39 uncu maddesiyle
bu fıkrada yer alan “Hazine Müsteşarlığı” ibaresi “Ekonomi Bakanlığı” şeklinde
değiştirilmiştir.
9908-1
a) (Değişik: 31/5/2012-6322/39
md.) İstatistikî bölge birimleri
sınıflandırması ile kişi başına düşen milli gelir veya sosyoekonomik gelişmişlik
düzeylerini dikkate almak suretiyle illeri gruplandırmaya ve gruplar itibarıyla
teşvik edilecek sektörleri ve bu sektörler ile organize sanayi bölgeleri,
Gökçeada ve Bozcaada’da yapılan yatırımlara ve Bakanlar Kurulunca belirlenen
kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılan turizm yatırımlarına
ilişkin yatırım ve istihdam büyüklüklerini belirlemeye,
b) Her bir il grubu, stratejik
yatırımlar veya (a) bendinde belirtilen yerler için yatırıma katkı oranını % 55’i, yatırım tutarı 50 milyon Türk
Lirasını aşan büyük ölçekli yatırımlarda ise % 65’i geçmemek üzere belirlemeye,
kurumlar vergisi oranını % 90’a kadar indirimli uygulatmaya, (1)(2)
c) (Ek: 31/5/2012-6322/39 md.) Yatırıma başlanan tarihten itibaren bu
maddeye göre hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben, toplam yatırıma
katkı tutarının %50’sini ve gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını
geçmemek üzere; yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerinden elde edilen
kazançlarına indirimli kurumlar vergisi oranı uygulatmak suretiyle yatırıma
katkı tutarını kısmen kullandırmaya, bu oranı her bir il grubu, bölgesel, büyük
ölçekli, stratejik ve öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği
itibarıyla proje bazında desteklenmesine
karar verilen yatırımlar için sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar
artırmaya, (3)
ç)
Yatırım harcamaları içindeki arsa, bina, kullanılmış makine, yedek parça,
yazılım, patent, lisans ve know-how bedeli gibi harcamaların oranlarını ayrı
ayrı veya topluca sınırlandırmaya,(2)
yetkilidir.
(3)
İkinci fıkraya göre yatırıma katkı ve vergi oranı farklı illerde aynı mükellef
tarafından yapılan yatırımlarda, toplam yatırımın her bir ile isabet eden
oranına göre ilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranı
uygulanır.
(4)
Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı
hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu
kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise
indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem
sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam
eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu
hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri,
yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasına
yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde
başlanır.
––––––––––––––
(1) 13/2/2011
tarihli ve 6111 sayılı Kanunun 92 nci maddesiyle, bu bentte yer alan “% 25’i” ve “% 45’i” ibareleri sırasıyla “% 55’i” ve “%
65’i” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
(2) 31/5/2012
tarihli ve 6322 sayılı Kanunun 39 uncu maddesiyle bu fıkrada yer alan “Her bir
il grubu” ibaresi “Her bir il grubu, stratejik yatırımlar veya (a) bendinde
belirtilen yerler” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye (c) bendi eklenmiş, mevcut
(c) bendi (ç) bendi olarak teselsül ettirilmiştir.
(3) 20/8/2016
tarihli ve 6745 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi ile bu bentte yer alan “her bir
il grubu” ibaresinden sonra gelmek üzere “, bölgesel, büyük ölçekli, stratejik
ve öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje
bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlar” ibaresi eklenmiş ve aynı
bentte yer alan “%80’e” ibaresi “%100’e” şeklinde değiştirilmiştir.
9908-2
(5)
Hesap dönemi itibarıyla ikinci fıkrada belirtilen şartların sağlanamadığının
tespit edilmesi halinde, söz konusu vergilendirme döneminde indirimli vergi
oranı uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi
ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil olunur.
(6) Yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde,
devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla indirimli vergi
oranından yararlanır. (Ek cümle: 31/5/2012-6322/39
md.) Yatırımın
kısmen veya tamamen işletilmesine başlanmadan önce indirimli kurumlar vergisi
uygulanan hallerde, yatırımın tamamlanıp işletilmeye geçilmemesi durumunda
ikinci fıkranın (c) bendi uyarınca indirimli vergi oranı uygulanması nedeniyle
zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın
gecikme faiziyle birlikte tahsil edilir.
(7)
Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesinden sonra devri halinde
indirimli vergi oranından devir tarihine kadar devreden, devir tarihinden sonra
ise devralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıyla yatırıma katkı tutarının
kalan kısmı için yararlanır.
(8) Bu madde gelir vergisi mükellefleri hakkında da
uygulanır.
(9) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Yurt dışında
ödenen vergilerin mahsubu
MADDE
33- (1) Yabancı ülkelerde elde
edilerek Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazançlardan
mahallinde ödenen kurumlar vergisi ve benzeri vergiler, Türkiye’de bu kazançlar
üzerinden tarh olunan kurumlar vergisinden indirilebilir.
(2) Kanunun 7 nci maddesinin
uygulandığı hallerde, yurt dışındaki iştirakin ödemiş olduğu gelir ve kurumlar
vergisi benzeri vergiler, kontrol edilen yabancı şirketin Türkiye’de vergilendirilecek
kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilir.
(3) Tam mükellef kurumların doğrudan
veya dolaylı olarak sermayesi veya oy hakkının % 25’ine sahip olduğu yurt dışı
iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden Türkiye’de ödenecek
kurumlar vergisinden, iştiraklerin bulunduğu ülkelerdeki kâr payı dağıtımına
kaynak oluşturan kazançlar üzerinden ödenen gelir ve kurumlar vergisi benzeri
vergilerin kâr payı tutarına isabet eden kısmı mahsup edilebilir. Kazanca ilave
edilen kâr payı, bu kazançlar üzerinden yurt dışında ödenen gelir ve kurumlar
vergisi benzeri vergiler dahil edilmek suretiyle dikkate alınır.
9909
(4) Yurt dışı kazançlar üzerinden Türkiye'de tarh olunacak vergilere mahsup
edilebilecek tutar, hiç bir surette yurt dışında elde edilen kazançlara Kanunun
32 nci maddesinde belirtilen kurumlar vergisi oranının uygulanmasıyla bulunacak
tutardan fazla olamaz. Bu sınır dahilinde, ilgili bulunduğu kazancın Türkiye'de
genel sonuç hesaplarına intikal ettirildiği hesap döneminde tamamen veya kısmen
indirilemeyen vergiler, bu dönemi izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar
indirim konusu yapılabilir.
(5) Geçici vergilendirme dönemi içinde yurt dışından elde edilen gelirlerin
bulunması halinde, bu gelirler üzerinden elde edildiği ülkelerde kesinti veya
diğer şekillerde ödenen vergiler, o dönem için hesaplanan geçici vergi
tutarından da mahsup edilebilir. İndirilecek tutar, yurt dışında elde edilen
kazançlara Kanunun 32 nci maddesinde belirtilen geçici vergi oranının
uygulanmasıyla bulunacak tutardan fazla olamaz.
(6) Yabancı ülkelerde vergi ödendiği, yetkili makamlardan alınarak mahallindeki
Türk elçilik veya konsoloslukları, yoksa mahallinde Türk menfaatlerini koruyan
ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgelerle
tevsik olunmadıkça, yabancı ülkede ödenen vergiler Türkiye'de tarh olunan
vergiden indirilemez.
(7) Kurumlar vergisinden indirim konusu yapılan vergilerin yabancı ülkelerde
ödendiğini gösterir belgelerin, tarhiyat sırasında mükellef tarafından ibraz
edilememesi halinde, yabancı ülkede ödenen veya ödenecek olan vergi, Kanunun 32
nci maddesindeki kurumlar vergisi oranını aşmamak şartıyla o ülkede geçerli
olan oran üzerinden hesaplanır ve tarhiyatın bu suretle hesaplanan tutara
isabet eden kısmı ertelenir. İbraz edilmesi gereken belgeler, tarh tarihinden
itibaren en geç bir yıl içinde ilgili vergi dairesine ibraz edildiği takdirde,
bu belgelerde yazılı kesin tutara göre tarhiyat düzeltilir.
(8) Mücbir sebepler olmaksızın belgelerin bu süre zarfında ibraz edilmemesi
veya bu belgelerin ibrazından sonra ertelenen vergi tutarından daha düşük bir
mahsup hakkı olduğunun anlaşılması halinde, ertelenen vergiler için Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gecikme zammı
hesaplanır.
(9) Bu madde hükmünün uygulanmasında, yabancı para ile ödenen vergilere,
bunların ilgili bulunduğu kazançların genel sonuç hesaplarına intikali
esnasındaki kur uygulanır.
Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu
MADDE 34- (1) Beyannamede gösterilen
kazançlardan, Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasına ve 30 uncu
maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına göre kaynağında kesilmiş olan vergiler
(hayat sigorta şirketlerinde matematik karşılıkların yatırıma
yönlendirilmesinden elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden yapılan kesintiler
dahil), beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
9910
(2) Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi kesintisi yapılan
kurum kazancından kâr payı alan kurumlar, aldıkları kâr payının içerdiği
kesintiyi mahsup edebilirler. Mahsup edilecek tutar, ele geçen net kâr payının
geçerli kesinti oranı kullanılarak brütleştirilmesi suretiyle hesaplanır.
(3) Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kanunun 30 uncu
maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, bu şirketin Türkiye'deki
beyannameye dahil edilen kurum kazancı üzerinden hesaplanacak kurumlar
vergisinden mahsup edilebilir. Ancak mahsup edilecek vergi, kontrol edilen
yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan kazancına isabet eden kurumlar
vergisini aşamaz.
(4) Geçici vergilendirme dönemi içinde elde edilen gelirler üzerinden kesinti
yoluyla ödenmiş vergilerin bulunması halinde bu vergiler, o dönem için
hesaplanan geçici vergi tutarından da mahsup edilebilir. İlgili hesap dönemine
ilişkin tahakkuk ettirilen geçici verginin sadece ödenen kısmı yıllık kurumlar
vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilir.
(5) Bu maddede belirtilen sınırlar dahilinde mahsup edilecek vergiler,
beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden fazla olduğu takdirde, bu
durum vergi dairesince mükellefe yazı ile bildirilir. Aradaki fark, mükellefin
söz konusu yazıyı tebellüğ tarihinden itibaren bir yıl içinde başvurusu halinde
kendisine iade olunur. Bir yıl içinde başvurmayan mükelleflerin bu farktan
doğan alacakları düşer.
(6) Maliye Bakanlığı; iadeyi mahsuben veya nakden yaptırmaya, inceleme
raporuna, yeminli malî müşavir raporuna veya teminata bağlamaya ve iade için
aranılacak belgeleri belirlemeye yetkilidir. Bu yetki; kazanç türlerine, iade
şekillerine, geliri elde edenin veya ödemeyi yapanın hukukî statüsüne göre ayrı
ayrı kullanılabilir.
(7) Mahsuben iade işlemi, aranan tüm belgelerin tamamlanması şartıyla, yıllık
kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarih itibarıyla yapılır. İkmalen
veya re’sen yapılan tarhiyatlarda mahsup işlemi, mahsup talebine ilişkin
dilekçe ve eklerinin eksiksiz olarak vergi dairesi kayıtlarına girdiği tarih
esas alınarak yapılır. Aranan belgelerin tamamlanması aşamasında yapılan
tahsilatlar yönünden düzeltme yapılmaz.
(8) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen fon ve
ortaklıklar, aynı bentte yer alan kazançların elde edilmesi sırasında, Kanunun
15 inci maddesi uyarınca kendilerinden kesilen vergileri, vergi kesintisi
yapanlarca ilgili vergi dairesine ödenmiş olmak şartıyla, Kanunun 15 inci
maddesinin üçüncü fıkrasına göre kurum bünyesinde yapacakları vergi
kesintisinden mahsup edebilirler. Mahsup edilemeyen kesinti tutarı mükellefin
başvurusu halinde red ve iade edilir.
9911
Muafiyet, istisna ve indirimlerin sınırı
MADDE 35- (1) Diğer kanunlardaki
muafiyet, istisna ve indirimlere ilişkin hükümler, kurumlar vergisi bakımından
geçersizdir.
(2) Kurumlar vergisi ile ilgili muafiyet, istisna ve indirimlere ilişkin
hükümler, ancak bu Kanun, Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununa hüküm
eklenmek veya bu kanunlarda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir.
(3) Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 36- 3/6/1949 tarihli ve 5422
sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten
kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanun uyarınca
vergi kesintisine tâbi tutulmuş kazanç ve iratlar üzerinden, Gelir Vergisi
Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca ayrıca kesinti yapılmaz.
(2) Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesi uyarınca vergi kesintisine
tâbi tutulmuş kazanç ve iratlar üzerinden, bu Kanun uyarınca ayrıca kesinti
yapılmaz. Anılan maddeye göre yapılan vergi kesintileri 34 üncü madde hükümleri
çerçevesinde kurumlar vergisinden mahsup edilebilir. Şu kadar ki; söz konusu
maddenin (2) ve (3) numaralı fıkraları kapsamında kesinti suretiyle ödenen
verginin, işlemden doğan kazancın tâbi olduğu vergi kesintisi oranıyla çarpımı
sonucu bulunacak tutarı aşan kısmı, yıllık beyannamede hesaplanan vergiden
mahsup edilmez.
(3) Dar mükellef kurumların Türkiye'deki iş yerlerine atfedilmeyen veya daimî
temsilcilerinin aracılığı olmaksızın elde edilen ve Gelir Vergisi Kanununun geçici
67 nci maddesi kapsamında kesinti yapılmış kazançları ile bu kurumların tam
mükellef kurumlara ait olup İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören ve
bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından
sağlanan ve geçici 67 nci maddenin (1) numaralı fıkrasının altıncı paragrafı
kapsamında vergi kesintisine tâbi tutulmayan kazançları ve bu kurumların daimî
temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri tamamı geçici 67 nci madde kapsamında
vergi kesintisine tâbi tutulmuş kazançları için yıllık veya özel beyanname
verilmez.
(4) Bu Kanunla tanınan yetkiler çerçevesinde Bakanlar Kurulu tarafından yeni
kararlar alınıncaya kadar, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5422 sayılı
Kanun kapsamında vergi oranlarına ve diğer hususlara ilişkin olarak yayınlanan
Bakanlar Kurulu kararlarında yer alan düzenlemeler, bu Kanunda belirlenen yasal
sınırları aşmamak üzere geçerliliğini korur.
(5) Diğer kanunlarla 5422 sayılı Kanuna yapılmış olan atıflar, ilgili olduğu
maddeler itibarıyla bu Kanuna yapılmış sayılır.
(6) Kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumların 2006 takvim yılı
içinde biten hesap dönemlerine ait kazançların vergilendirilmesinde; 1/1/2006
tarihinden önceki aylara % 30, sonraki aylara ise % 20 oranının aritmetik
ortalaması dikkate alınarak hesaplanan oran uygulanır. Bu hesaplamada, oran
kesirleri dikkate alınmaz.
9912
(7) Bu Kanunun
yayımı tarihinden önce bölünme işlemine başlayan tam mükellef sermaye
şirketleri ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar, Kanunun yayımı tarihinden
itibaren üç ay içerisinde kısmî bölünme işlemini tamamlayarak Ticaret Sicili
Gazetesinde tescil ettirmek ve bölünme işleminin tarafları değişmemek kaydıyla
5422 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanabilirler.
(8) 2006 yılının
sonuna kadar bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde
yazılı şartları sağlayamayan yapı kooperatiflerinin muafiyeti 1/1/2006 tarihi
itibarıyla sona ermiş sayılır.
(9) Bu Kanunun
yürürlüğünden önce kurumlar vergisine ilişkin olarak başka kanunlarda yer alan
muafiyet, istisna ve indirimler bakımından 35 inci madde hükmü uygulanmaz.
(10) Bu Kanunun
yürürlüğünden önceki dönemler itibarıyla 5422 sayılı Kanun hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
(11) 1/1/2006
tarihinden sonraki geçici vergi dönemlerinde % 30 oranına göre hesaplanan ve
tahsil edilen geçici verginin anılan dönemler için bu Kanuna göre hesaplanan
tutarı aşan kısmı, müteakip dönemler için hesaplanan geçici vergiden mahsup
edilir.
GEÇİCİ MADDE 2 – (Ek: 4/6/2008-5766/22 md.) (1)
(1) 1/1/2008-31/12/2020
tarihleri arasında;
a) Dernek veya vakıflarca
elde edilen Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (5) numaralı bendi ve
geçici 67 nci maddesi kapsamında kesinti suretiyle vergilendirilmiş kazanç ve
iratlar,
b) Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı örgün ve yaygın eğitim yapan mesleki ve teknik eğitim okullarındaki
atölye ve uygulama birimleri ile anaokulu, kreş, çıraklık ve halk eğitim
merkezlerindeki uygulama birimlerine bağlı döner sermaye işletmelerinin elde
ettikleri gelirler,
c) 2/11/2007 tarihli ve 5706
sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun uyarınca kurulan
Ajansın görevleriyle ilgili yaptığı faaliyetlerinden aynı Kanunun 12 nci
maddesi kapsamında elde ettiği gelirleri,
ç) (Ek:
3/5/2012-6303/10 md.) Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hakkında
Kanuna göre kurulan Ajansın anılan Kanunda sayılan görevleriyle ilgili yaptığı
faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri,
dolayısıyla iktisadi işletme
oluşmuş sayılmaz.
(2) (Ek:
31/10/2012- 6358/20 md.) Birinci fıkra hükmü, tasfiye edildiği tarihe kadar
EXPO 2016 Antalya Ajansının görevleriyle ilgili yaptığı faaliyetlerinden elde
ettiği gelirler hakkında da uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 3 – (Ek: 18/2/2009-5838/10 md.; Mülga:31/5/2012-6322/40
md.)
GEÇİCİ MADDE 4 – (Ek: 18/2/2009-5838/10 md.)
(1)
Münhasıran tekstil,
konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette
bulunanlardan üretim tesislerini Bakanlar Kurulunca belirlenen illere
31/12/2010 tarihine kadar nakleden ve asgari 50 kişilik istihdam sağlayan
mükelleflerin, bu illerdeki işletmelerinden sağladıkları kazançlar için nakil
tarihini izleyen hesap döneminden itibaren beş yıl süreyle kurumlar vergisi
oranını % 75'i geçmemek üzere indirimli uygulatmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Bu madde hükmünden gelir vergisi mükellefleri de yararlanır. Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
–––––––––––––––––––
(1) 25/12/2015 tarihli ve 6655 sayılı
Kanunun 7 nci maddesiyle bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2015”
ibaresi “31/12/2020” şeklinde değiştirilmiştir.
9912-1
GEÇİCİ MADDE 5 – (Ek: 16/6/2009-5904/7 md.) (1)
(1) Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin
bu madde kapsamında 31/12/2009 tarihine kadar yapılan birleşmelerinde;
a)
Birleşilen kurum tarafından münfesih kurumun birleşme tarihindeki sabit
kıymetlerinin rayiç bedelle, diğer kıymetlerinin ise 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun değerleme hükümlerine göre değerlemek suretiyle bir bütün halinde
devralınması ve bilançosuna kaydedilmesi,
b)
Birleşmeden doğan kazançların tamamının birleşme tarihi itibarıyla birleşilen
şirketin sermayesine eklenmesi,
c)
Birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını
ödeyeceğini ve diğer ödevlerini yerine getireceğini; münfesih kurumun,
birleşmenin Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği tarihten itibaren otuz gün
içinde birleşme nedeniyle vereceği kurumlar vergisi beyannamesine ekli bir
taahhütnameyle taahhüt etmesi,
ç)
Birleşme sonrasında üç yıl süreyle aylık ortalama bazda birleşilen kurum ile
münfesih kurum tarafından, 1/4/2009 tarihinden önce verilen son aya ilişkin
sigorta bildirgelerine göre istihdam edilenlerin toplamından az olmamak üzere
aylık istihdam sağlanması,
şartlarıyla
birleşme işlemlerinden doğan kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır.
(2)
Birleşme nedeniyle infisah eden kurumun, birleşme tarihinde sona eren hesap
döneminde elde ettiği kazançları ile birleşilen kurumun birleşme işleminin
gerçekleştiği hesap dönemi dahil olmak üzere, üç hesap döneminde elde ettiği
kazançlara, onbirinci fıkraya göre belirlenen indirimli kurumlar vergisi
uygulanır.
(3)
Bu maddenin uygulanmasında;
a)
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme (KOBİ): 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı
Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde kurulmuş olup 2008 yılının Aralık ayına
ilişkin olarak verilen sigorta bildirgesine göre 10 ila 250 işçi çalıştıran ve
2008 hesap döneminin sonu itibarıyla yıllık net satışlar toplamı 25 milyon Türk
Lirasını geçmeyen veya aktif toplamı 25 milyon Türk Lirasından az olan ticari
işletmeleri,
b)
Birleşme: Tam mükellef iki veya daha fazla KOBİ’nin 18 inci madde uyarınca
birleşerek yeni bir anonim şirket oluşturmalarını ya da tam mükellef bir veya
birkaç KOBİ’nin tam mükellef olan ve anonim şirket statüsündeki diğer bir
KOBİ’ye devrolunmasını,
ifade
eder.
(4)
Birleşilen kurumun; indirimli kurumlar vergisi uygulamasının sona erdiği yılı
izleyen üçüncü yılın sonuna kadar, bu Kanunun 18 inci ve 19 uncu maddelerine
göre birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerine tabi tutulması
(31/12/2009 tarihine kadar KOBİ’lerin kendi aralarında yapacakları hariç) ile
tasfiye edilmesi veya sermaye azaltımında bulunması halinde, birleşmeden dolayı
istisna edilen ya da indirimli oran uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk
ettirilmeyen vergiler, gecikme faizi ile birlikte birleşilen kurumdan tahsil
edilir.
––––––––––––––––
(1) Bu madde kapsamında
yapılacak birleşmelerde uygulanacak indirimli kurumlar vergisi oranı ile ilgili
olarak; 5/9/2009 tarihli ve 27340 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 13/8/2009
tarihli ve 2009/15386 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Eki Karara bakınız.
9912-2
(5)
Bu madde uyarınca birleşen kurumların birleşme tarihi itibarıyla öz sermaye
tutarını geçmeyen zararları, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen şartlarla kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu
yapılabilir.
(6)
Münfesih kurumdan devralınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için, faydalı
ömürleri dikkate alınarak münfesih kurumdaki kayıtlı değerleri üzerinden kalan
süre için amortisman ayrılabilir.
(7)
Birleşilen kurum tarafından devralınan varlıkların, devir bedelinden düşük bir
bedelle satılması durumunda oluşan zararlar, birleşilen kurumun kurumlar
vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılamaz.
(8)
Birleşme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri
ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının bu maddeye göre indirimli kurumlar
vergisi uygulanan hesap dönemlerinde satışı halinde 5 inci maddenin birinci
fıkrasının (e) bendi hükmü uygulanmaz.
(9)
KOBİ tanımı kapsamına giren gelir vergisi mükellefleri, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde aranan şartları (değerleme hükümleri
hariç) sağlamaları kaydıyla, bu madde hükümlerinden yararlanır.
(10)
Bu maddeye göre yapılan birleşmeler, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
bakımından, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 81 inci maddesinde belirtilen
işlemler ile bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünme işlemleri gibi
değerlendirilir.
(11)
Bakanlar Kurulu, bu maddeden yararlanan işletmeler için kurumlar vergisi
oranını, % 75’e kadar indirimli uygulatmaya; Maliye Bakanlığı bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
GEÇİCİ MADDE
6 – (Ek:
16/6/2009-5904/7 md.)
(1) Kanunun 17 nci maddesinin
dokuzuncu fıkrası hükümleri, bu geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalar hakkında uygulanmaz.
GEÇİCİ MADDE
7 – (Ek:
16/6/2009-5904/7 md.)
(1) Kanunun geçici 5 inci maddesinin
üçüncü fıkrasının (b) bendindeki anonim şirket ifadeleri, 31/12/2009 tarihine
kadar anılan madde kapsamında yapılan birleşmelerde sermaye şirketi olarak
dikkate alınır.
GEÇİCİ MADDE 8 – (Ek: 27/3/2015-6639/17 md.)
(1) Türkiye Kızılay Derneğine ait iktisadi işletmeler adına bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin tarh veya
tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi ile
bu vergiler ve geçici vergiye ilişkin gecikme zammı, gecikme faizi ve vergi cezalarının;
bu alacaklarla ilgili olarak açılmış bulunan tüm davalar ile 193 sayılı Kanunun
geçici 67 nci maddesinin uygulanmasına yönelik açılmış tüm davalardan, bu
maddenin yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar vazgeçilmesi ve
bu konuda sonraki vergilendirme dönemlerinde de ihtilaf yaratılmaması şartıyla
tahsilinden vazgeçilir.
9912-3
(2) Birinci fıkrada belirtilen şartların yerine
getirilmesi ve anılan iktisadi işletmelere ait kurum kazançlarının tamamının
Türkiye Kızılay Derneğine aktarılması koşuluyla, bu iktisadi işletmeler adına
sonraki vergilendirme dönemleri de dâhil olmak üzere kurumlar vergisi ve kâr
dağıtımına bağlı vergi kesintisi hesaplanmaz ve tarhiyat yapılmaz, yapılmış
olan tarhiyatlar terkin edilir, madde kapsamında terkini gereken alacaklara
karşılık tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilir. Ancak, birinci fıkrada yer
alan ihtilaf yaratılmaması şartının ihlal edilmesi hâlinde bu fıkra kapsamında
tarhiyatından vazgeçilen ve terkin edilen vergi ve bu vergilere bağlı vergi cezaları
ile ferîleri ihlal tarihi itibarıyla zamanaşımı süreleri dikkate alınmaksızın
tahakkuk ettirilir.
(3) Davadan vazgeçme dilekçeleri bağlı bulunulan vergi
dairesine verilir, bu dilekçelerin vergi dairesine verildiği tarih, ilgili
yargı merciine verildiği tarih sayılarak, dilekçeler ilgili yargı merciine
gönderilir. Bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtığı
davalardan vazgeçen mükellefin 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin
uygulanmasına yönelik ihtilaflara ilişkin daha önce verilmiş ve kanun yolu
tüketilmemiş kararlar uyarınca, taraflara tebliğ edilip edilmediğine
bakılmaksızın işlem yapılmaz. Madde hükmünden yararlanma başvurusu üzerine
idarece de ihtilaflar devam ettirilmez ve bu davalarla ilgili olarak yargılama
giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmez.
(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları
belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
GEÇİCİ MADDE
9- (Ek: 18/1/2017-6770/30 md.) (1)
(1) Mükelleflerin 2017 ve 2018 takvim yıllarında
gerçekleştirdikleri imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi
kapsamındaki yatırım harcamaları için, bu Kanunun 32/A maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendinde “%55”, “%65” ve “%90” şeklinde yer alan kanuni oranlar
sırasıyla “%70”, “%80” ve “%100” şeklinde ve (c) bendinde “%50” şeklinde yer
alan kanuni oran ise “%100” şeklinde uygulanır.
GEÇİCİ MADDE
10- (Ek: 28/11/2017-7061/91 md.)
(1) Bu Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan %20 oranı, kurumların 2018, 2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine
(özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap
dönemlerine) ait kurum kazançları için %22 olarak uygulanır.
(2) Bakanlar Kurulu, birinci fıkrada yazılı %22 oranını
%20 oranına kadar indirmeye yetkilidir.
Yürürlük
MADDE 37- (1) Bu Kanunun;
a) 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi yayımı tarihinde,
b) 7 nci maddesi
1/1/2006 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak ve 1/1/2006
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
c) 12 nci maddesi
1/1/2006 tarihinden sonraya sarkan ödünç işlemlerine de uygulanmak ve 1/1/2006
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) 13 ve 35 inci
maddeleri 1/1/2007 tarihinde,
d) 32 nci
maddesinin birinci fıkrası, 1/1/2006 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme
dönemlerine uygulanmak ve 1/1/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
e) Diğer
hükümleri 1/1/2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 38- (1)
Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
––––––––––––––––
(1) 28/11/2017
tarihli ve 7061 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesiyle, bu maddenin birinci
fıkrasında yer alan “2017 takvim yılında” ibaresi “2017 ve 2018 takvim
yıllarında” şeklinde değiştirilmiştir.
9912-4
13/6/2006 TARİHLİ VE 5520 SAYILI ANA KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:
1-16/6/2009
tarihli ve 5904 sayılı Kanunun Geçici Maddesi:
GEÇİCİ MADDE 2 – (1) 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun;
a)
32/A maddesi kapsamında olup 31/12/2010 tarihine kadar başlayan yatırımlar için
söz konusu maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde geçen “% 25” ve “% 45”
oranları, sırasıyla “% 60” ve “% 70”
olarak uygulanır. Aynı madde uyarınca, münhasıran Çanakkale ilinin Gökçeada ve
Bozcaada ilçelerine il genelinden farklı
bir gruplandırma yapmaya ve sektörel öncelik belirlemeye Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
b)
Geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki “münhasıran” ibaresi, 31/12/2010
tarihine kadar “Bakanlar Kurulunca belirlenen illerde münhasıran” olarak
uygulanır.
c)
Geçici 5 inci maddesinin uygulamasına ilişkin olarak, birleşen veya birleşilen
şirketlere anılan Kanunun 13 üncü maddesine göre ilişkili kişi sayılanlar
tarafından istihdamın veya faaliyetin kaydırılması gibi sadece teşviklerden
yararlanmak amacıyla yapılan işlemlerin bulunması halinde, anılan maddedeki
teşviklerden yararlanılamaz.
(2)
Elektrik dağıtım şirketlerinden 31/12/2008 tarihi itibarıyla hisselerinin
tamamı kamuya ait olanların söz konusu tarihten önceki vergilendirme
dönemlerine ilişkin olup bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar elektrik
satışından doğan ve süresinde tahsil edilmemesi nedeniyle hesaplanan gecikme
faizi ve/veya gecikme zammı alacaklarının tahsili beklenmeksizin dönem
sonlarında tahakkuk ettirilmesi suretiyle yapılan her türlü vergi tarhiyatı ve
buna ilişkin vergi cezaları ile gecikme faizleri ve gecikme zamları bu konuda
herhangi bir ihtilaf yaratılmamak ve yaratılmış ihtilaflardan vazgeçilmek
şartıyla terkin edilir, tahsil edilmiş ise red ve iade edilmez. Madde kapsamına
giren dönemlere ilişkin olarak aynı gerekçeyle tarhiyat yapılmaz.
9912-5
5520
SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHİNİ GÖSTERİR LİSTE
Değiştiren Kanunun/KHK’nin veya İptal Eden
Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası
|
5520 sayılı Kanunun değişen veya iptal edilen
maddeleri
|
Yürürlüğe Giriş Tarihi
|
5746
|
10
|
31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere 12/3/2008
tarihini takip eden aybaşında
|
5766
|
8, 13, 30, Geçici Madde 2
|
2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere 6/6/2008
|
5838
|
4
|
1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere 28/2/2008
|
32/A, Geçici Madde 3, Geçici Madde 4
|
28/2/2009
|
|
5904
|
10,
17, Geçici Madde 5, 6 , 7 ve
İşlenemeyen hüküm
|
3/7/2009
|
6009
|
4,
5
|
1/8/2010
|
6111
|
5,
15
|
25/2/2011
|
32/A
|
1/1/2011 tarihinden geçerli olmak üzere 25/2/2011
|
|
6225
|
4
|
26/4/2011
|
6303
|
Geçici
Madde 2
|
18/5/2012
|
6322
|
5/A,
10, 15/c, Geçici Madde 3
|
15/6/2012
|
15/g
|
1/7/2012
|
|
32/A
|
Öngörülen yatırım öneminde katkı kullandırılmasına
ilişkin düzenleme 1/1/2013 tarihinden
itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere 15/6/2012
|
|
5/a,
11/1-i
|
1/1/2013
|
9912-6
Değiştiren Kanunun/KHK’nin veya İptal Eden
Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası
|
5520 sayılı Kanunun değişen veya iptal edilen
maddeleri
|
Yürürlüğe Giriş Tarihi
|
6358
|
Geçici
Madde 2
|
10/11/2012
|
6456
|
4
|
29/6/2012 tarihinden geçerli olmak üzere 18/4/2013
|
6487
|
5
|
11/6/2013 tarihinden
itibaren kaynak kuruluşlarca devredilen taşınmazlara uygulanmak üzere
yayımı tarihinde
|
6495
|
5
|
2/8/2013
|
6518
|
5/B
|
1/1/2015 tarihinden itibaren elde edilen kazanç ve
iratlara ve bu tarihten itibaren yapılacak vergi kesintilerine uygulanmak
üzere yayımı tarihinde
(19/2/2014)
|
6518
|
10
|
19/2/2014
|
6525
|
10
|
27/2/2014
|
6552
|
10
|
11/9/2014
|
6639
|
Geçici
Madde 8
|
15/4/2015
|
6637
|
10
|
1/7/2015
|
6655
|
Geçici
Madde 2
|
1/1/2016
|
6728
|
4,
5, 5/B, 10, 13
|
9/8/2016
|
5/j
|
2/8/2013 tarihinden itibaren yapılan işlemlere
uygulanmak üzere 9/8/2016
|
|
6745
|
5
|
1/1/2017 tarihinden itibaren faaliyete başlayan özel
kreş ve gündüz bakımevlerine uygulanmak üzere 7/9/2016
|
15,
30, 32/A
|
7/9/2016
|
|
6770
|
32
|
27/1/2017
|
Geçici
Madde 9
|
1/1/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
27/1/2017
|
9912-7
Değiştiren Kanunun/KHK’nin veya İptal
Eden Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası
|
5520 sayılı Kanunun değişen veya iptal
edilen maddeleri
|
Yürürlüğe Giriş Tarihi
|
7061
|
5
inci maddenin (e) bendi, Geçici Madde 9,
Geçici Madde 10
|
5/12/2017
|
5 inci maddenin
birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “Bankalara borçları”, “bankalara
veya” ibarelerine yönelik değişiklik ile “söz konusu kıymetlerin satışından
doğan kazançların %75’lik kısmı” ibaresine yönelik değişikliğin parantez içi
hükmü, “bankaların” ibaresinden sonra eklenen hüküm ve (i) bendinde yapılan
değişiklik
|
1/1/2018
|
Kaynak:http://www.mevzuat.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder